0

Dünyada üretimin nasıl bir değişim süreci içinde olduğuna ilişkin öngörüler CEBR ve HSBC raporlarında yer alıyor. Tablo -1'de görüldüğü gibi 2015 itibarıyla birinci sırada olan ABD 2030 ve 2050 projeksiyonlarına göre ikinci sıraya yerleşirken; Çin dünyanın en büyük ekonomisi haline geliyor ve daha da önemlisi Hindistan üçüncü sıraya yerleşiyor. Hem 2030 hem de 2050 projeksiyonlarına göre Avrupa birliğinin üç büyük ekonomisi Almanya İngiltere ve Fransa kalıcı biçimde birer sıra geriliyorlar.

Tablo-2'de Birleşmiş Milletler tarafından yapılan nüfus tahminleri yer alıyor. Bu rakamlara göre 2050'de dünyadaki her üç kişiden biri Çinli ve Hintli olacak. Ve daha da önemlisi dünyada üretim açısından üçüncü sıraya yerleşecek olan Hindistan 2050'de Çini geçerek dünyanın en büyük nüfuslu ülkesi haline gelecek.

Dünyada üretim Batı'dan Asya'ya doğru kayarken kapitalist sistemin bugünkü haliyle işlemesi mümkün değil.

Türkiye'de iş adamlarından kapitalist sistemin işleyişine ilişkin eleştirilerin temelinde bana göre bu dönüşüm var.

Bu dönüşüm büyük bir intibakı zorunlu hale getiriyor. Çünkü dünyanın ilk üçüne yerleşecek olan Çin ve Hindistan daha fazla tüketim yapmak isteyecek. Bugünkü durumdan hareketle bakarsak Hindistan daha fazla cari açık vererek; Çin, cari fazlalarını azaltarak dünya refahından daha fazla pay almak isteyecek. Bu durum dünyada büyük açık ekonomiler arasında yeni bir intibakı zorunlu kılacak. Bu açıdan ilk sırada ABD var. ABD'nin kalıcı biçimde tasarruf açıklarını azaltması gerekecek.

Ancak ABD çok önemli bir sorunla, gelir dağılımı adaletsizliği sorunu ile, karşı karşıya . Gelir dağılımı adaletsizliğine vurgu yapılarak ABD'nin %1 toplumu olarak nitelendirildiğini biliyoruz. Bu açıdan baktığımızda Çin ve Hindistan ilk üçe kalıcı biçimde yerleştikten sonra ABD'de ortaya çıkması gereken intibakın yüküne hangi toplum kesimlerinin ne ölçüde katlanacağı en önemli soru durumunda. 2015 yılında başkan Obama'ya sunulan ekonomik raporda(1) mevcut gelir dağılımı sorunları 1944-1973 dönemi ile karşılaştırılarak ele alınıyor ve 1944-1973 dönemine göre gelir dağlımınım kötüleştiği vurgulanıyordu. Bu çok dikkat çekiciydi çünkü 1944-1973 Bretton Woods olarak isimlendirilen para sisteminin geçerli olduğu dönemi temsil ediyor. Ve sisteminin temel özelliği uluslararası düzeyde sermaye hareketlerinin sınır olmasıydı.


(1) http://www.whitehouse.gov/sites/default/files/docs/cea_2015_erp.pdf