0

EL ELE VERELİM

DÜNYANIN BİR BÜTÜN OLARAK KAPALI BİR EKONOMİ OLDUĞUNU UNUTMAYALIM.

11 Kasım 2015 tarihinde IMF Web sayfasında Christine Lagarde'nin bir yazısı yayınlandı.

Yazının başlığı şöyle: 'GÖÇ: Küresel sorunlar küresel çözümler gerektirir'

IMF Başkanı Sayın Lagarde göçmen akımının gerek göç alan gerekse göç veren ülkeler açısından etkilerini değerlendirirken insanların ister savaş koşulları nedeniyle ister kendi arzularıyla olsun bir ülkeden başka ülkeye göç etmesinin yönetilmesi gereken bir süreç haline geldiğini söylüyor.

Göç alan ülkeler açısından göçmenlerin bu ülkelerde işgücünü güçlendirebileceğini, yatırımları teşvik ederek ekonomik büyümeyi hızlandırabileceğini söylüyor. IMF'nin yaptığı bir çalışmadan bahsediyor. Göçmen akımının AB ülkelerinde büyümeyi ılımlı biçimde arttırabileceğini; nüfusu yaşlanan gelişmiş ülkelerde sağlık ve emeklilik sistemlerinde ortaya çıkan baskıları hafifletebileceğini vurguluyor.

Göç veren ülkeler açısından beyin göçünün yarattığı sorunlara değiniyor. Söz konusu beyin göçünün ülke ekonomilerinde yarattığı hasarın başka ülkelerde çalışanların kendi ülkelerine gönderdikleri dövizlerle dengelendiğini söylüyor. Çalışan işçilerin ülkelerine para transferleriyle ilgili işlem maliyetleri azaltılarak bu dengeleyici etkinin daha da güçlendirileceğini; bu konuda girişimlerin olduğunu söylüyor.

LAGARDE'NİN ÖNERİSİ

Sayın Lagarde'ya göre göçmenler için iyi dizayn edilmiş entegrasyon politikalarının DÖRT saç yağı var:

  1. İşgücü piyasasının göçmenleri absorbe etme yeteneğinin güçlendirilmesi:

  2. Göçmenlerin formal eğitim ve iş başında eğitim süreçlerine girişlerinin sağlanması

  3. Göçmenlerin beceri düzeylerinin tespit edilmesine ilişkin sistemlerin geliştirilmesi

  4. Göçmenlerin yeni firmalar kurmasının önündeki engellerin azaltılması

Ben sayın Lagarde'nin bu dört tespitine tamamen katılıyorum.

Katılıyorum ama meselenin ele alınışına ilişkin bir itirazım bir de önerim var.

İTİRAZIM ŞÖYLE:

Göçmen sorununun küresel bir sorun olduğunu anlatırken, Sayın Lagarde'nin, ülke örnekleri olarak Ürdün'den, Carabbiean ülkelerinden ve İsveç'ten bahsetmesini son derece yetersiz buluyorum. Sebebi şu: Bazen bir konuyu anlaşılmaz ve anlatılamaz hale getirmenin yolu yaptığınız tartışmayı genelleştirmektedir. Gündelik hayattan buna bir çok örnek vermek mümkün.

Göçmen meselesi küresel bir sorundur demek hadisenin ne ölçüde dramatik hale geldiğine dikkat çekmek açısından önemli. Önemli ama meseleyi küresel bir sorun olarak tanımladıktan sonra meselenin en can yakıcı tarafıyla yüz yüze olan Türkiye'den bahsetmezseniz, Türkiye'nin 2 milyon sığınmacıya kapılarını açarak bugüne kadar 6 milyar dolarlık bir faturayı üstlendiğini dile getirmezseniz ve buna rağmen ısrarla bu mesele küresel bir meseledir demeye devam ederseniz meselenin en önemli kısmını gözlerden uzak tutmuş olursunuz.

Ve kendinizi ikna etmek için sadece ve sürekli olarak iktisadi sebepler ararsınız.

bakın ekonomik büyümemizi güçlendirecekler,

bakın yaşlı nüfus sorunumuza çözüm olacak dersiniz.

Yaptığınız iş bir fotoğrafa bakıp hüzünlenmekten öteye gitmez.

ÖNERİM ŞÖYLE:

Sayın Lagarde'nin yazısındaki o dört unsur son derece önemli. Türkiye'deki tartışmalar itibarıyla ikincil nesil reformlara karşılık geliyor. Yani bir sığınmacı akımı olmasaydı bile orta teknoloji tuzağını aşabilmemiz için yapmamız gereken reformlara işaret ediyor.

Öyleyse şunu görmek lazım: Türkiye'de hayata geçirilecek ikincil nesil reformlar sadece Türkiye'nin arz yönlü tıkanıkları aşmak için değil aynı zamanda küresel düzeyde bir sorun olan göçmen sorunun iktisadi ve sosyal olumsuzluklarını hafifletmek için de büyük önem arz ediyor.

Öyleyse IMF'nin yapısal reformlara bakış açısını değiştirmesi ve kendisine şu soruları sorması gerekiyor:

'IMF destekli bir program uygulamayan ama göçmen sorunu gibi küresel nitelikli bir sorunu en can yakıcı haliyle yaşayan ülkeler için ne yapabilirim?'

'Bu ülkelerin kapsamlı reform programlarını hayata geçirebilmesi için uluslararası fon kaynaklarının mobilizasyonunu sağlayacak alternatif mekanizmaların yaratılmasında nasıl bir rol oynayabilirim? '

DÜNYANIN KAPALI BİR EKONOMİ OLDUĞUNU HATIRLAMAK

IMF kendi bakış açısı çerçevesinde ülkeleri değerlendirirken 'küçük açık ekonomi', 'büyük açık ekonomi' olarak nitelendiriyor.

İktisadi açıdan çok doğru ve anlamlı .

Ama öyle sorunlar ortaya çıkıyor ki dünyanın bir bütün olarak kapalı bir ekonomi olduğunu hatırlamadan çözülmesi mümkün değil. .

Göçmen/Sığınmacı sorunu da böyle bir sorun.