Alzheimer yaygın görülen bir demans türü olup beyin hücrelerinin yok olmasına neden olan bir hastalıktır.

Hastalığın en önemli bulgusu unutkanlıktır. Alzheimer hastaları yakın geçmişteki bilgi, kişi ve olayları unutur. Hastalığın ilk dönemlerinde yaşanan unutkanlıklar basit konulardadır. Örneğin anahtarını unutmak, isimleri hatırlayamamak veya para üstünü almamak gibi. Ancak ilerleyen dönemlerde unutkanlıkların derecesi artar. Aile bireylerini karıştırma, günlük yapılan işleri yerine getirememe gibi sorunlar görülür.

Alzheimer hastalığı yaşlılık döneminde görülen bir hastalıktır. Günümüzde bu hastalığa yakalanan yaşlı bireylerin sayısında artış görülmektedir. Özellikle kadınlarda hastalık daha yaygındır. Yapılan bilimsel çalışmalarda hastalığın %25 oranında genetik geçişli olduğu tespit edilmiştir.

Hastalığın başlangıç evresinde görülen temel belirtiler; kafa karışıklığı yaşanması, olayların unutulması, nesne ve kişi isimlerinin hatırlanmaması, karar vermede güçlük, aynı konuların tekrar tekrar anlatılması, kaygılı hissetmek, ruh halinde iniş çıkışlar olarak sıralanabilir.

Hastalığın ortaya çıkmasındaki en önemli risk faktörü yüksek yaştır. Hastalığın 65 yaş üzerinde her on yılda bir görülme olasılığı 2 kat artmaktadır. Ayrıca yaşanan kafa travmaları, kronik alkol kullanımı, hipertansiyon, kolestrol ve şeker hastalığı gibi nedenlerde alzehimer riskini arttıran faktörlerdir.

Yapılan nörolojik testler ve incelemeler sonucu hastalığın tespiti yapılabilmektedir. Hastalığın kesin tedavisi bulunmamaktadır. Ancak yapılacak ilaç tedavisi ile semptomları hafifletmek mümkündür. Alzheimer tedavisinde dengeli beslenme ve egzersizin önemi büyüktür. Ayrıca psikolojik destek almak da faydalı olacaktır.

Hastalık sürecinde aile bireylerinin rolü büyüktür. İnsanın sevdiği, değer verdiği, hayatını paylaşıp anılar biriktirdiği bir kişinin bir süre sonra olayları, kişileri hatırlayamaması veya farklı şekilde hatırlayarak anlatması çok üzücü bir durumdur. Bu hastalık hem manevi hem de maddi olarak uzun süreli desteklenmesi gereken bir hastalıktır. Hasta için ev ortamının güvenli hale getirilmesi önemlidir. Özellikle bu hastaların evden dışarı çıkarak kaybolmaları durumu sık görüldüğünden gerekli önlemlerin aile bireyleri tarafından alınması gerekir. Hastalık sürecinde evdeki eşyaların isminin veya bir eşyanın nereye konulduğunun utulması durumlarına karşı alzehimer hastası bireyi kınamak doğru bir tutum olmayacaktır. Bu kişilerle sosyal iletişimin kurulması önemlidir. Cümle kurmakta ya da bir konuyu anlatmakta zorluk yaşadıklarında onların sözlerini kesmek ya da cümlelerini tamamlamak doğru bir yaklaşım değildir. Bir konuyu anlatırken kısa ve net cümleler kurulmalı, sorularına basit bir şekilde cevap verilmelidir.

Alzhimer hastalarında özel eşyalarının çalınması ya da kendisine bir kötülük yapılacağı şeklinde şüpheler ortaya çıkabilir. Zihinsel yeteneklerin bozulması, çevreye duyulan güveni de azalttığı için bu gibi durumlara anlayışlı bir tavırla yaklaşmak gerekir. Suçlamalara karşı savunmaya geçmek hastanın ısrarına neden olacağından durumu onaylamadan ya da reddetmeden konunun geçiştirilmesi doğru bir yaklaşım olacaktır.

Alzheimer hastalarında uyku durumunda da bozulmalar görülebilir. Bu kişiler geceleri az ya da hiç uyumayarak gündüzleri aşırı uyuyabilirler.

Hastalığın seyri arttıkça iletişim kurmakta zorluklar yaşanacağından bunları kişisel algılamamak gerekir. Yapılan tüm davranışların nedeninin hastalıktan kaynaklandığı unutulmamalıdır.