Her mevsimin insan bedeni üzerindeki etkisi farklı olmakla birlikte yaz mevsiminin gelmesi ile birlikte beslenmenizde belirli değişiklikler yapmanız sağlıklı bir beden açısından büyük önem taşır. Sıcaklıkların artmasıyla birlikte vücudumuz hem daha fazla su kaybı yaşamakta hem de daha fazla sıvıya ihtiyaç duymaktadır.  Bu sebeple günde ortalama 2.5-3 litre su içmek yaşadığımız sıvı kaybını önler, 1-2 şişe maden suyu tüketmek ise terlemeden dolayı kaybettiğimiz sodyum ve potasyum minerallerini kolaylıkla vücudumuza geri kazandırabilir ve vücudumuzun dengesini koruyabiliriz. 
 

Fiziksel aktivite hayatımızın her anında olduğu gibi yazında vazgeçilmez bir parçasıdır. Kilo artışına neden olmaması ya da mevcut kilomuzu korumak adına fiziksel aktivitelerde bulunuruz. Fiziksel aktivitelerin tamamlayıcısı olarak sağlıklı bir beslenme için mevsime uygun sebze ve meyvelerin tüketilmesi gerekir. Örneğin yeşil yapraklı sebzeler, patates, mantar, fasulye, kırmızı meyveler (ahududu, yaban mersini, çilek, vişne, kiraz vb.) kavun, karpuz, şeftali, üzüm gibi yaz besinleri tüketmek vücudumuzu antioksidan, C vitamini, potasyum ve folikasit açısından zengin vitamin ve minerallerle doyurmuş oluruz. Geceleri mide rahatsızlıkları, hazımsızlık ve sindirim problemleri çekmemek için kızartma, baharatlı, yağlı yiyecekler ve aşırı yemekten kaçınmalıyız. 
 

Yaz aylarında saat aralıkları uzun olduğu için beslenme düzenimizi de buna göre ayarlamalıyız. Bir beslenme modeli olarak 4 yapraklı yonca modeli tavsiye edilir. Bu model 4 ana besin grubundan oluşur. Saat yönüne doğru ilk önce süt grubu (yoğurt, ayran, cacık, kefir)  ikinci olarak et, yumurta-peynir, kurubaklagil, üçüncü olarak sebze ve meyve son olarak ekmek ve tahıl grubu (makarna, pilav, çorba vb.)  doğru bir kompozisyon oluşturur.  Bu sistem ile sadece yaz aylarında değil her mevsimde yeterli ve dengeli beslenmemiz mümkün olabilmektedir.
 

Yaz aylarında yaşanan önemli sorunlardan bir tanesi de hijyendir. Kişisel hijyen ile birlikte besin hijyenine dikkat etmek gerekir. Bu aylarda gerek sıcaklardan gerekse besinlerden zehirlenme vakalarında artış görülmektedir. Bu zehirlenme vakaları genel olarak hafif ve orta şiddetli olmakla birlikte bazı durumlarda ağır semptomlarla karşılaşılmaktadır. Gıda zehirlenmelerinden korunmak için eve alınan yiyeceklerin saklanma koşullarına dikkat edilmelidir. Tüketim ömrü kısa olan (et, balık, yumurta, süt vb.) yiyecekleri açıkta bırakmamaya özen göstermeli ve zamanında tüketmeliyiz. Üstü açık, dışarıda ve güvenmediğiniz ortamlarda satılan yiyecekleri tüketmemeliyiz. 
 

Bu bahsettiğimiz bilgilerin genel geçerliliği bulunmaktadır, kronik hastalığı bulunan ve besin alerjisi olan bireyler için değişmektedir. Böyle bir durumun oluşması halinde doktora başvurmanız tavsiye edilir. Sağlık durumunuzun el verişli olmadığı hiçbir ürünü tüketmeyiniz. 
 

Sağlıklı günler dilerim.