Günümüzde soframıza gelen her gıda ürününün sağlığımız üzerindeki etkisi, sadece içeriğinde bulunan vitamin ya da kalorilerle sınırlı değil. Gıdanın üretimden tüketime kadar geçtiği her aşama, aslında sağlığımız için görünmeyen bir tehdit de barındırabiliyor. İşte bu noktada “gıda güvenliği” kavramı hayatımızın tam merkezine yerleşiyor.
Gıda Güvenliği Nedir?
Gıda güvenliği; bir gıdanın hazırlanma, saklanma ve tüketilme süreçlerinde insan sağlığına zarar vermeyecek koşullarda olmasıdır. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre her yıl dünya genelinde yaklaşık 600 milyon kişi gıda kaynaklı hastalıklardan etkileniyor. Bu da her 10 kişiden birinin risk altında olduğunu gösteriyor!
Tarladan Çatala Gıdanın Yolu
Gıda zincirinde pek çok risk söz konusu:
· Mikrobiyal riskler: Salmonella, E. coli ve Listeria gibi bakteriler.
· Kimyasal riskler: Pestisit kalıntıları, ağır metaller, katkı maddeleri.
· Fiziksel riskler: Cam, taş, metal gibi yabancı cisimler.
Bu riskler sadece basit rahatsızlıkları yanı sıra mide rahatsızlıklarına, bağışıklık sisteminin çökmesine, kanser gelişimine ve hatta ölüme kadar varabilen sonuçlara yol açabiliyor.
Ne Yapmalıyız?
· Ambalajsız ürünlerden mümkün olduğunca uzak durun.
· Etiketleri mutlaka okuyun, özellikle KATKI maddelerine dikkat edin
· Dışarıda satılan gıdalarda TEMİZLİK ve HİJYEN koşullarına dikkat edin.
· Gıdaya dokunmadan önce ve sonra ellerinizi yıkamayı ihmal etmeyin.
· Gıda zehirlenmesi belirtileri gösteriyorsanız (bulantı, ishal, ateş), vakit kaybetmeden doktora başvurun.
Güvenli gıdaya erişim sadece bir tercih değil, temel bir insan hakkıdır. Tüketici olarak bizlerin de bu hakkı koruma bilinciyle hareket etmesi, toplumsal farkındalığın artması açısından son derece önemlidir. Unutmayın; yediğiniz sadece bir lokma değil, aynı zamanda sağlığınızdır.
Sevgiler.