Gürültü, günümüz metropollerinde yaşanan zorlukların ve kaosun bir parçasıdır. Özellikle büyük şehirlerde yaşanan bu durum insan sağlığını birçok yönden olumsuz etkilemektedir. Bu konuda görüşüne başvurduğumuz İstanbul Aydın Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu (SHMYO) Odyometri Programı Başkanı Öğretim Görevlisi Merve Meral, konu hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Gürültünün insanları fizyolojik ve psikolojik durumunu olumsuz yönden etkileyen, kişiyi rahatsız eden ve huzuru bozan sesli bir akustik olarak tanımlayan Meral, birçok sağlık probleminin kaynağı olarak da bu gürültü halini işaret etmektedir. Meral, 'İstanbul'dan başlayarak ve İstanbul'la sınırlı kalmadan Türkiye geneline ulaşarak; gürültünün nedenleri, canlılara etkileri ve bunun çözümüne yönelik bir bilinç geliştirmek gerekir.' İfadelerini kullandı. Meral ayrıca, 'Uzun süre boyunca, gürültüyle ilgili temel sağlık sorunu mesleki maruziyet ve işitme kaybıyla ilgiliydi. Fakat günümüzde işitme kaybı dışındagürültünün fizyolojik ve psikolojiketkileri olduğu da bilinmektedir. Bu anlamda gürültü, Dünya Sağlık Örgütü'nün 'Kişinin fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik durumu' şeklinde tanımladığı insan sağlığı için bir risk oluşturmaktadır.' dedi.

Psikolojik problemlerin yanında kardiyovasküler sistemi de etkiliyor

Gürültünün, günlük hayatta konsantrasyon bozukluğunun yanında yorgunluğa ve sinirliliğe de sebep olduğunu vurgulayan Öğretim Görevlisi Merve Meral, 'Psikolojik problemlerin yanı sıra uyku kalitesinde bozulma, kardiyovasküler sisteme etki (hipertansiyon, serebrovasküler hastalık), bilişsel etkiler (dikkat, hafıza) ve akciğer etkileri (KOAH, pnömoni) gibi ciddi bir sağlık tehlikesi oluşturmaktadır.' ifadelerini kullandı.

Meral, Avrupa Parlamentosunun raporuna göre, sokak gürültüsünden kaynaklanan kalp krizinden her yıl 50 bin kişinin öldüğünü belirterek, 200 bin kişinin sokak gürültüsü sebebiyle kardiyovasküler hastalıklardan muzdarip olduğunu vurguladı.

Dünya Sağlık Örgütü'nün 1972 yılnıdan itibaren gürültüyü, çevre kirliliği olarak tanımladığını belirten Meral, çevresel gürültünün demir yollarından, kara yollarından, bunun yanı sıra inşaatlardan küçük makineler ve klimalardan geldiğini de vurguladı. Meral, 'Bu nedenle özellikle büyük şehirlerde ciddi bir çevresel sorun haline gelen gürültü kirliliğine karşı ülkeler çeşitli önlemler almalıdır.' ifadelerini kullandı.

Gürültü haritaları hazırlanarak gürülütü seviyeleri saptanmalı

Meral, gürültü kirliliğinin önlenmesi için gürültü kaynağının sesinin azaltılabileceğini ve iş yerlerinden sessiz araçlar seçilmesi gerektiğini belirtti. Meral, 'Yüksek ses üreten araç veya makinelerin daha sessiz çalışmasını sağlamak adına kurulum düzenlemeleri yapılabilir. Bunun dışında özellikle büyükşehirlerde gürültü haritaları hazırlanarak, her bölgedeki gürültü seviyelerinin saptanması gerekmektedir. Gerekli görülen alanlara gürültü bariyerleri yerleştirilerek; okul, hastane ve konutlar gibi kullanım alanlarında, ulaşımdan kaynaklanan gürültü kirliliği önlenebilir. Gürültüden korunmak için çevre denetimi de oldukça önemlidir. Bina duvarlarının ses yalıtımlı inşa edilmesi, camlarda çift cam kullanılması, yaşam alanlarının gürültü kaynaklarından uzak konumlandırılması gürültünün önlenmesinde oldukça önemlidir. Ayrıca kentsel alanların ağaçlandırılması özellikle otoyol kenarlarında doğal bitkilerin bulunması gürültüyü önlemek için alınabilecek önlemlerdendir. Araç gürültüsünün azaltılması için susturucularla egzoz gürültüsünün kontrolü ve klakson çalma yasağının denetimi gerekmektedir.' diyerek çözüm önerilerini belirtti.