Modern yaşamın getirdiği konfor, zamanla sağlığımız üzerindeki etkileri göz ardı ettiğimiz bazı maddeleri de hayatımıza dahil etti. Bunlardan biri de florür. Genellikle diş sağlığıyla özdeşleştirilen florür, uzun yıllar boyunca özellikle içme sularına ve diş macunlarına “faydalı” bir katkı maddesi olarak sunuldu. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalar, florürün vücut üzerindeki etkilerini yeniden değerlendirmemiz gerektiğini gösteriyor. Bu etkinin en dikkat çekici olanlarından biri ise florürün endokrin sistemi, özellikle de hipofiz bezi üzerindeki potansiyel baskısı.

Hipofiz Bezi: Vücudun Komuta Merkezi

Hipofiz bezi, beynimizin tabanında yer alan küçük ama hayati bir salgı bezidir. Hormonların üretimini ve salınımını kontrol ederek tiroit fonksiyonlarından büyümeye, üreme sisteminden su dengesine kadar birçok sistemin düzenlenmesinde temel rolü vardır. Kısacası, hipofiz bezi çalışmazsa hormon dengesi altüst olur. Yapılan bazı araştırmalar, fazla florür alımının beyin bezlerinde sertleşmeye (kireçlenmeye) neden olabileceğini ve bu bezlerin düzgün çalışmasını engelleyebileceğini ortaya koyuyor. Özellikle çocuklarda ve gelişim çağındaki bireylerde bu durum, büyüme hormonu üretiminde azalma, tiroit fonksiyonlarında bozulma gibi sonuçlara yol açabilir. Dahası florürün beyindeki melatonin salgısını da etkileyebileceği düşünülmektedir. Bu da yalnızca hormonal değil, aynı zamanda uyku döngüsü ve ruh hali üzerinde de olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Soframızdaki Florür: Hangi Gıdalara Dikkat Etmeli?

Florür yalnızca içme suyunda değil, bazı gıdalarda da yüksek oranlarda bulunabilir. Çay (özellikle siyah çay) florür içeriği oldukça yüksektir. Özellikle kemikli küçük balıklar ve kabuklu deniz ürünleri florür açısından zengindir. Hazır meyve suları ve işlenmiş gıdalar: Eğer florürlü suyla üretilmişse içeriğinde yüksek florür olabilir. Tavuk kemik suyu ve tavuk nugget gibi kemikli dokudan yapılan ürünler. Tavuk kemiklerinde florür birikebilir. Florürlü tuzlar ve diş macunları: Her ne kadar yutulmaması önerilse de küçük yaşta çocuklarda bu maruziyet kronik hale gelebilir.

Florür, doğru dozda ve kontrollü kullanıldığında diş sağlığına katkı sunabilir. Ancak kronik ve yüksek doz maruziyeti, özellikle çocuklarda ve hassas gruplarda endokrin sistem başta olmak üzere birçok sistemi etkileyebilir. Hipofiz bezi gibi hayati organların korunması için daha fazla farkındalığa ve daha dikkatli beslenme ve yaşam alışkanlıklarına ihtiyaç var. Sağlıklı olmak, yalnızca ne yediğimizle değil, neyi fazla tükettiğimizle de ilgilidir.