2000'li yılların en popüler teknolojik gelişmelerinden biri elektrikli araçlar. Bu araçlarda fosil yakıt kullanılmadığı için zehirli gaz salınımına sahip değiller ve çevre dostu olarak nitelendiriliyorlar. Bu nedenle şehirlerdeki hava kirliliğinin azaltılmasına büyük etkileri olacağı belirtiliyor.

Peki elektrikli araçların gerçekten çevre dostu olduğunu söyleyebilir miyiz?

Bunu anlamak için ilk önce bu araçların ihtiyacı olan enerjinin nasıl üretildiğini anlamalıyız. Dünyada üretilen elektriğin %40'ının kaynağı fosil kaynaklar. Bu sebeple de termik santrallere ihtiyaç var.

Carnegie Mellon Üniversitesi'nde mühendislik profesörü olan Jeremy Michalek, 'Kömür kritik faktörlerden biri. Kömür santrallerinin elektrikli otomobilleri şarj etmek için daha fazla kömür yakmalarını önlemezsek, bu araçların getirdiği iklim avantajını kaybederiz ve hatta daha fazla hava kirliliği elde edebiliriz.' diyor.

Ancak elektrik üretiminde doğal gaz, rüzgar veya güneş enerjisinin kullanılması ile elektrikli araçlar için temiz enerji üretmek mümkün.

Elektrikli araçlarla ilgili ortaya çıkan diğer bir soru işareti de kullanılan pillerin lityum-iyon karışımından elde edilmesi. Ayrıca bu pillerin geri dönüşüm oranı da çok düşük.

Bu piller çevreye zararlı olan ve doğada nadir bulunan elementler kullanılarak oluşturuluyor. Özellikle bu pillerin oluşturulmasında kullanılan kobalt çevreye ve insan sağlığına son derece zararlı etkileri olan bir maden. Üreticiler ilerleyen dönemlerde bu pillerde kobalt kullanımını ortadan kaldıracak gelişmeler yaşanacağını belirtiyor.

Aslında çevreye herhangi bir salınım olmasa da elektrikli araçlar için doğaya hiçbir olumsuz etkileri yoktur diyemiyoruz. Ancak ilerleyen zamanda, teknolojik ilerlemeler sayesinde sıfır olumsuz etkiye ulaşılması mümkün.