Türkiye’de vergi sistemi uzun süredir tartışmaların merkezinde yer alıyor. Özellikle küçük esnafın faaliyetlerini sürdürdüğü basit usul uygulaması, hem kamu gelirleri açısından hem de vergi adaleti bakımından sıkça gündeme gelmişti. 09 Eylül 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 10380 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile birlikte bu alanda önemli bir değişiklik hayata geçiyor. Alınan karar uyarınca, 01 Ocak 2026 tarihinden itibaren büyükşehir belediyesi bulunan illerde, nüfusu 30.000’i aşan ilçelerde faaliyet gösteren bazı meslek grupları artık gerçek usulde vergilendirilecek.
Karara göre imalat, alım-satım, inşaat, motorlu taşıt bakım-onarımı, lokanta işletmeciliği, eğlence ve istirahat işletmeleri ile şehir içi yolcu taşımacılığı gibi sektörlerde faaliyet gösterenler, basit usulün sağladığı kolaylıklardan yararlanamayacak. Bu noktada önemli bir istisna da bulunuyor: nüfusu 30.000’i geçmeyen ilçelerdeki işletmeler mevcut sistemlerine devam edebilecek. Böylece özellikle kırsal kesimde küçük ölçekli işletmelerin desteklenmesi hedeflenirken, büyükşehirlerde ticari hayatın daha şeffaf ve kayıtlı bir zemine oturtulması amaçlanıyor.
Kararın bir diğer boyutu ise, 1995 yılından bu yana yürürlükte olan götürü usul düzenlemesinin kaldırılması. Bu adım, vergi sisteminde yaklaşık otuz yıllık bir dönemin sona erdiğini gösteriyor. Götürü usulün kaldırılması, gelir vergisi sisteminin daha sade ve denetlenebilir hale getirilmesi yönünde atılmış önemli bir adım olarak değerlendirilebilir.
Elbette bu değişikliklerin sahadaki etkisi, sadece devletin vergi gelirlerini artırmasıyla sınırlı olmayacak. Küçük ve orta ölçekli işletmeler açısından muhasebe düzeninden maliyet yönetimine kadar birçok alanda yeni bir dönemin kapısı aralanıyor. Basit usulde vergilendirmenin getirdiği kolaylıklar ortadan kalkarken, gerçek usulde vergilendirme daha düzenli kayıt tutmayı, ayrıntılı beyanname vermeyi ve denetim süreçlerine daha fazla uyumu gerektirecek. Dolayısıyla bu dönüşüm, esnaf ve küçük işletmeler için bir uyum sürecini de beraberinde getirecek.
Bununla birlikte, kararın uzun vadede kayıt dışılıkla mücadeleye katkı sağlaması bekleniyor. Daha geniş bir kesimin gerçek usulde vergilendirilmesi, hem haksız rekabetin önlenmesine hem de vergi adaletinin güçlendirilmesine hizmet edebilir. Ancak kısa vadede işletmelerin mali yükünün artması, yeni düzenlemelerin uyum maliyetleri ve belki de bazı işletmelerin faaliyetlerini sonlandırması gibi sonuçlarla da karşılaşmak mümkün.
01 Ocak 2026 tarihi itibariyle devreye girecek olan bu düzenleme, Türkiye’nin vergi politikalarında önemli bir dönüm noktası olacak. Bu noktada hem devletin hem de ilgili meslek kuruluşlarının, esnafın yeni sisteme uyum sürecini kolaylaştıracak bilgilendirme ve destek mekanizmaları geliştirmesi kritik önem taşıyor. Vergilendirmede şeffaflık ve adalet arayışı, kuşkusuz ülke ekonomisinin geleceği için vazgeçilmez bir hedef. Ancak bu hedefe ulaşırken küçük işletmelerin ayakta kalabilmesi de en az vergi gelirleri kadar önem taşıyor.