Anne-baba eş olarak pek çok konuda fikir birliği sağlarken, konu çocuk yetiştirme olunca büyük farklılıklar yaşayabiliyor. Bu fikir farklılıklarının sık sık yaşanması ise çocuk üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Babanın evet diyerek kabul ettiği desteklediği bir konuda, annenin olumsuz bir tutum sergilemesi çocuğun karar alma mekanizmasını, güven duyma durumunu ve iç dünyasındaki dengeyi karmaşık bir hale getirebiliyor. Özellikle erken yaşlarda çocuğun benlik algısı ve öz güven gelişimi bu tutarsızlıklar çerçevesinde olumsuz şekillenebiliyor.

Çocukların kişilik gelişimlerinin temeli anne-babanın sağlıklı bir ruh hali içinde olmasıyla ilişkilidir. Temel olarak aşırı koruyucu, dengesiz ya da aşırı serbest-kuralsız ailelerde çocukların ruhsal yönden sorunlar yaşamaya yatkın olduğu gözleniyor.

Bireyler anne-baba olmaya karar verdikleri anda nasıl bir annelik-babalık sergileyecekleri konusunda da hedefler belirlerler. Böylece hayal ettikleri ideal çocuk yetiştirmeyi ve beraberinde ideal çocuğu planlamaya –şekillendirmeye başlarlar. İdealize edilen çocuk yetiştirme şekli ve çocuk bu aşama da anne-baba için farklı olabilir. Bu aşamada da fikir ayrılıkları başlar. Olumlu yönden bakarsak farklı fikirlerle büyümek çocuğun kişiliğine renk ve zenginlik katacaktır. Ancak küçük yaşlarda yaşanan bu fikir ayrılıklarına tanıklık eden çocuk ne yazık ki olumsuz özellikler kazanmaya da açıktır.

Eşlerin çocuk büyütme aşamasında yaşadıkları bu farklılıklar bir süre sonra ne yazık ki bir güç mücadelesine dönüşmektedir. Çocuğun yararı göz ardı edilerek, beni seçti- benim dediğimi yaptı ve hatta beni daha çok seviyor-a kadar gelmektedir. Bu aşamada önemli olan çocuğum büyüdüğünde nasıl bir birey olmasını istiyorum, sorusunu sorabilmektir. Ben nasıl bir anne-babayım, kişiliğim çocuğumu nasıl etkileyecek düşüncesi ve buna verilecek cevaplar önemlidir.

Çocukluğunda baskı ile yetişmiş bir anne – babanın çocuğunu daha serbest yetiştirmek istemesi, ya da disiplinsiz büyütülen bir anne babanın çocuğunu daha otoriter büyütmesi isteği olabilir. Her iki durumda da anne – babalar kendi çocukluk sıkıntıları ve travmalarından arınarak, çocuklarını yetiştirmelidir.

Çocuğa konulan her türlü sınırda anne – baba ortak fikir birliğinde olmalıdır. Çocuk da benlik kavramı, kendisi için önem taşıyan kişilerin gösterdikleri tutumla şekillenmektedir. Anne ve babalar öncelikle fikir ayrılıkları arasında güç savaşına girmek yerine problemi çözmeye odaklanmalıdırlar. Farklı görüşler hakkındaki değerlendirmeler çocuğun olmadığı bir ortamda yapılmalıdır. Ortak fikir ve tavırla büyütülen çocukların öz saygısının daha yüksek olduğu, benlik algısının geliştiği, bağımsız ve kendine güvenli oldukları unutulmamalıdır.