5393 sayılı Belediye Yasasının 15. maddesinin son fıkrası ile getirilen '..2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75 inci maddesi hükümleri belediye taşınmazları hakkında da uygulanır.' hükmünün genel menfaatin icapları ile bireyin temel haklarının gerekleri arasında dengeyi sağlanması açısından bir değişiklik yapılması gerektiği açıktır. Bu maddenin yürürlüğe girmesi ile belediyelere ait olup; evvelce kiraya verilmiş taşınmazlar ile kiraya verilecek taşınmazlara hangi hükümlerin uygulanacağı konusunda dahi belirsizlikler ortaya çıkmıştır. Kanunun 15/son maddesindeki değişiklikten önce Belediyelere ait taşınmazlar hakkında 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanunu'nun uygulanacağı tartışmasız iken kira 'akti devam eden taşınmazlar için Kanunun 15/son maddesinin değişmesi özel hukukla kiracıya tanınan hakların ortadan kalkıp kalkmadığı hususunda tereddüt meydana gelmiştir.

Yasanın yürürlüğe girmesiyle uygulamada oluşan belirsizlikler, normlar hiyerarşisinde hiçbir şekilde yer almadığı halde, adeta bir yasa hükmü imiş gibi İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün 15.11.2005 tarihli genelgesi ile giderilmeye çalışılmaktadır. Bu durum 'hukuk devleti' ilkesiyle bağdaşmamaktadır.

Aynı yerleşim biriminde taşınmazını kiraya veren özel hukuk gerçek ve tüzel kişilerinin, şartların gerçekleşmesi halinde ancak, genel olarak Kiralayan ve Kiracı lehine dengeli hükümler taşıyan Türk Borçlar Kanunu hükümlerine dayalı olarak tahliye isteyebileceği, oysa aynı şekilde kiraya veren belediyenin ise 5393 sayılı Yasanın kendisine büyük kolaylık sağlayan düzenlemesi ile tahliyeyi sağlayabileceği dikkate alındığında idare lehine oluşan eşitsizlik daha çarpıcı şekilde ortaya çıkmaktadır.

6098 Sayılı Borçlar Kanununda yer alan ilgili hükümler:

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 339 uncu maddesine göre;

'Kamu kurum ve kuruluşlarının, hangi usul ve esaslar içinde olursa olsun yaptıkları bütün kira sözleşmelerine de bu hükümler uygulanır.' Hiçbir ayrıma tabi tutmaksızın.

Aynı Kanunun 347 nci maddesine göre; 'Konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.'

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda uzatma süresinin sınırlandırılması, on yıllık uzama süresi öngörülmüş olmasıdır.

Adli yargı daha önceki kararlarında, 5393 sayılı Belediye Kanunundaki özel hükmü öncelikli kabul etmiş ve ona göre hüküm tesis etmeye başlamıştır.

Ancak; belediye taşınmaz kira sözleşmelerinin sona erdirilmesi konusunda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ile 5393 sayılı Belediye Kanunu arasında çatışma olduğu, hangisinin hükümlerinin uygulanacağı konusunda tereddüt olabileceği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 5393 sayılı Belediye Kanunundan daha sonra yürürlüğe girdiğinden 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği yönünde görüşler vardır.

Hukuk devleti, belirlilik, öngörülebilir olma ilkeleri -idare ile yapılan tüm sözleşmeler için geçerlidir. Taraflar, özellikle belediye ile yaptıkları kira sözleşmelerini bu doğrultuda düzenleyip hayata geçirebilirler. Bu noktada sözleşmelerden doğacak sorunlar mahkemeler aracılığıyla vehayut taraflar arasında uzlaşarak halledilebilir. Belki arabuculuk müessesi bu konuda da bir çözüm alternatifi olarak düşünülebilir ve gerekli uygulamalar hayata geçirilebilir. [1]

----------------------------------

[1] Avukat Ali Turan HÜR, 'Belediye Taşınmazlarının İhale ile Kiraya Verilmesi ve Tahliyesi', İstanbul Barosu Dergisi Ocak-Şubat 2020, Cilt 94, Sayı:2020/1, s.103-104.