Şeffaflıktan ve bir açıklık kültürü yaratmaktan söz ederken kastettiğimiz şey aslında bir örgütün içinde, örgütler arasında ve kamuoyu da dahil, bütün ilgili taraflar arasında kısıtsız enformasyon akışıdır.(1) Şeffaflık ve hesapverebilirlik. Şeffaflık, bu bilgilerin dış çevre kullanıcıları için daha büyük önem taşır. Çünkü bu kullanıcılar arka planda kalan detaylardan ve içeriden öğrenilen bilgilerden mahrumdurlar. Denetçilerin görevi de hiç kuşkusuz kurumlardaki şeffaflık kavramını sağlamlaştırmaktır(2).

Şeffaflığın artırılması arzu edilmekle birlikte, piyasa katılımcıları birtakım nedenlerle istenilen düzeyde bilgiyi sağlamakta isteksizlik gösterebilmektedir. Bu nedenlerden birincisi, bilginin toplanması, kamuoyuna duyurulması ve ilgili gruplara yayılması işlemlerinin kaynak ve zaman gibi maliyetlere neden olmasıdır. İkincisi, stratejik nedenlerdir. Örneğin, şirket daha fazla bilgi açıklamanın kendisine rekabette zarar getireceği düşüncesindeyse bu bilgiyi kamuoyuyla paylaşmama yönünde karar alabilir. Üçüncüsü de dışsal faktörlerdir. Şirket hakkındaki bir bilginin açıklanmasının bu şirketle değer açısından ilişkili bir başka şirketin değerlendirilmesi için de kullanılabilmesi ekonomik verimliliği tehlikeye sokabilir. Bir diğer deyişle artan şeffaflığın piyasalardaki dalgalanmayı artırma ihtimali de mevcuttur(3).

• Birinci olarak, şeffaflığı artırmaya karar vermeden önce ekonomik faydayı artırıp artırmadığına bakılmalıdır. Eğer, ekonomik fayda artacak ise, şeffaflığı iyileştirmeye karar verilmelidir.

• Daha fazla şeffaflığa karar verilecekse, ikinci aşamada kamuoyuna sunulacak bilgiler ile kurumsal yükümlülüklerin neler olacağı konularına açıklık getirilmelidir.

* Üçüncü aşama, düzenleyici politikaların özel kurumlar ve piyasa koşullarına göre yeniden şekillendirilmesidir. Bu aşamada, kamuoyu bilgilendirmeleri ve muhasebe uygulamalarının bilginin niteliğini ve güvenilirliğini artırmaya yönelik olmasına dikkat edilmelidir(4).

Muhasebe standartlarına uyum ve şeffaflık ve yönetişim uygulamaları sadece piyasa disiplinine terk edilerek de halledilemez. Bu konularda, daha önce de ifade edildiği gibi, hükümetler (yasalar ile); menkul kıymet alanındaki düzenleyiciler, menkul kıymet borsaları(kamuoyuna bilgi verilmesi ve listeleme gibi yükümlülükler yoluyla); denetçiler (yönetim kurulu, üst düzey yönetim ile gözetim ve denetim otoritelerine bilgi verilmesine ilişkin denetim standartları yoluyla); ilgili sektördeki birlik ve dernekler (sektörün çalışma ilkeleriyle ilişkili çalışmalar, etkin yönetişim uygulamalarının yayınlanması konusunda mutabakat sağlanması yoluyla) uygun teşvikler sağlayabilirler(5).

Eşitlik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk kavramlarını içeren yönetim uygulamaları şirketlere düşük sermaye maliyeti, finansman imkanları ile likiditede artış, krizleri kolay atlatabilme ve sermaye piyasasından dışlanmama gibi faydalar sunmakta iken ülke açısından ülke imajının iyileşmesi, sermayenin yurt dışına kaçışının önlenmesi, yabancı sermaye yatırımlarının artması, ekonominin ve sermaye piyasalarının rekabet gücünün artması, krizlerin daha az zararla atlatılması, kaynakların daha etkin kullanılması, refahın artırılması ve sürdürülmesi gibi önemli katkılar sağlayabilmektedir. Şeffaf, güvenilir ve karşılaştırılabilir bilgi, paydaşların doğru zamanda doğru karar vermelerine yardımcı olmaktadır. Bu tür bilgi de ancak, kabul edilmiş standartların uygulanması ve bu standartlara uyumun sağlanması ile mümkündür(6).

Yönetim kurulunun, şirketin stratejik ve operasyonel yönetimi ile ilgili aldığı kararlar, yürüttüğü risk yönetimi ve yerine getirdiği gözetim fonksiyonu ile ilgili olarak, başta pay sahipleri olmak üzere bütün menfaat sahiplerine olan hesap verme zorunluluğudur. Yönetim kurulu, hissedarların çıkarlarını en iyi gözetecek şekilde davranmalıdır. Etik konularda şirketin sesidirler. Gözetim sorumlulukları sadece kriz zamanlarında değil, her hal ve şartta geçerlidir(7).

'Şirketle ilgili finansal olan ve olmayan bütün bilgilerin zamanında, doğru, eksiksiz, anlaşılabilir, yorumlanabilir, düşük maliyetle kolay erişilebilir olarak kamuya duyurulmasıdır. OECD Kurumsal Yönetim İlkeleri, bir şirketin hesap verebilir ve şeffaf olduğunun kabul edilebilmesi için; 'şirket tarafından yapılan açıklamaların şirketin gerçek finansal durumunu ve faaliyet sonuçlarını içermesi gerektiğini' belirtir. Bu konudaki en doğru bilgi kaynağı bilanço, gelir tablosu, nakit tablosu ve finansal tablo dipnotları ve açıklamaları gibi denetimden geçmiş mali tablolardır. Örneğin üst yönetime ve yönetim kurulu üyelerine verilen, hisse alma hakkı dahil, tüm hak ve menfaatlerle ilgili düzenlemeler şeffaf ve hissedarlarca anlaşılabilir olmalıdır. Buna ek olarak, hissedarların mevcut hak ve menfaatlerinin azaltılmasının, sermaye yapısı üzerindeki etkileri şeffaf olmalıdır(8).

----------------------------------------

[1]Warren BENNIS, Daniel GOLEMAN, James O'TOOLE, Patricio Ward BEDERMAN, Şeffaflık, (Çeviren: Ümit ŞENSOY), Optimist Yayın NO: 184, İstanbul 2010, s. 15

[2]TANERİ G., Paydaş Muhasebe, Yayınlanmamış Bildiir, Şubat 2011, s.12

[3](Alparslan, 2002:5). (aktaran TANERİ G., age. s.16)

[4]A.e., s. 16-17)

[5]A.e.s.18

[6]A.e.,s.19

[7]MANİSALI DARMAN G., Kurumsal Yönetimde Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik, TÜRMOB Yayınları-394, s.10-11

[8]A.e., s.11