0

'Atatürk ve Cumhuriyet' kavramları tarihin Türk ulusuna armağanıdır. Atatürk, Cumhuriyeti ulusal egemenlik ilkesine dayalı olarak kurmuştu. 'Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Bu satıh bütün vatandır.' kararlılığı ile ulusun kurtuluşu sağlanmıştı. Çanakkale'de ve devamındaki Kurtuluş Savaşında yüz binlerce askerimiz şehit, on binlerce askerimiz gazi olmuştu. Köyler ve şehirler babasız evlerin sessizliğinde suskun ve durgundu. Cumhuriyet, şehitlerin can bedeliyle kurulmuştu.

'Milletin halaskarı (kurtarıcısı); devletin banisi (kurucusu) ve aziz milletin mümtaz (değerli) evladı, vatan sana minnettardır.' İsmet İnönü'nün bu özlü sözünde Atatürk'ün kurtarıcılığı, kuruculuğu ve yoğun emeği anlatılıyor. 1938'de Atatürk sonsuzluğa uğurlandığında, o yıllarda başbakan, sonraki yılların 3. Cumhur Başkanı olan Celal Bayar: 'Yüce Atatürk, seni sevmek bir ibadettir.' demişti. Osmanlının ölüm fermanı (buyruğu) olan Sevr Antlaşmasıyla Anadolu'nun paylaşımına karşı koyan, halkıyla bütünleşen, 'Köylü Ordusu' betimlemesiyle yeni bir ordu kuran, cepheden cepheye koşan; aslan yeleli, çakır gözlü Mustafa Kemal'in tek amacı özgür bir ulus kurmaktı. Uykusuz geceler, amansız savaşlar, entrikalar, zorlu engeller birer birer aşıldı.

19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktığında, 'Gördüğüm manzara-i umumiye, halk üzgün, çaresiz, yoksul ve yoksundur.' demişti. Ordu dağıtılmış, silahlar bırakılmış, donanma tutsak edilmişti. – Paşam, sen neye güvenerek yola çıkıyorsun? diye sorulduğunda:' Halk için, halkla beraber, halka doğru' yanıtını vermişti. Amasya Genelgesiyle: ' Ulusun egemenliği tehlikededir. Ulusun egemenliğini; Milletin azmi ve kararlılığı kurtaracaktır.' söylemleri, ülkemizin karanlık günlerinin ilk ışığı olmuştur. Erzurum ve Sivas Kongreleri, 'yeniden doğuş' kıvılcımlarının atıldığı değerdi. Mustafa Kemal'in liderlikteki başarısı, halkla bütünleşmesi ve hakla olan inancı ile başarıya adım adım yaklaşılıyordu. Sivas kongresinde, Osmanlı Devletinin ülkeyi yönetemediği savı ile, ülkenin yönetilmesi amacıyla belirlenecek bir yerde 'Meclis Hükümeti' kurulması kararlaştırıldı. Bu amaçla Ankara'da 23 Nisan 1920'de Meclis Hükümeti kuruldu. Başkanlığa ve Başkomutanlığa Mustafa Kemal seçildi. Mustafa Kemal'in öncülüğünde ve halkın kararlılığı ile karşı koyulacağı bütün dünyaya duyuruldu. Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü, Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir ve İstanbul'dan kaçıp kurtuluşa katılan Mareşal Fevzi Çakmak ve de daha birçok değerler kurtuluş umudunun birer ışığı oldular.

Yedi düvele karşı koyuyorlardı. 1. , 2. İnönü Savaşları kazanıldı. 1921 Sakarya Savaşı çok zorluydu. 22 gün 22 gecedir ölümüne savaşılmaktaydı. Meclis hükümetinin Ankara'dan Kayseri'ye göçü konuşuluyordu. Halk zor koşullarda yola koyulmuştu. Millet temsilcileri (vekilleri) üzgün ve ağlamaklıydı. Millet Vekili, şair yazar Mithat Cemal Kuntay kürsüde: 'Ölmez bu vatan, farzı mahal ölse de hatta/çekmez kürre-i arz bu tabutu cesimi' şiirini okumuştu. Bir müddet sonra Sakarya Savaşı müjdesi geldi. Meclis bayram yeri gibiydi.

Dumlupınar, Kocatepe, Büyük Taarruz Mustafa Kemal'in askeri dehasının zaferleridir. 9 Eylül'de İzmir'e girildi. 'Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!' komutu sonun başlangıcı olmuştu. Sıra 'Kimsesizlerin kimsesi' olan Cumhuriyet'i kurmaktı. Halifelik, saltanat kaldırıldı. 29 Ekim 1923'de Cumhuriyet kuruldu. Demokrasi ile taçlandırıldı ve Laiklikle şekillendirildi. Mustafa Kemal, medeni kanunla, sosyal bir hukuk devleti kurmuştu. Taşıyla, toprağıyla doğu; akıl öncülüğüyle, bilimsel yönelişiyle batı içerikli yeni bir devletin kuruluşu hedeflenmişti. Cumhuriyetin büyüsü, devrimlerle yenilikçi, değişimci ve başarılı aydınlanmaların kaynağı olacaktı. Eğitimde, ekonomide, dilde, hukukta ve sosyal gelişmede Cumhuriyet aydınlığı, yeni bir soluk aldırıyordu. Halk, kul, köle, maraba değil yurttaş, vatandaş kimliğine ermişti. Fazıl Hüsnü Dağlarca, 'Milletler büyük evlatlarıyla soluk alırlar' demişti. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti de, Mustafa Kemal'le soluk almıştı. 'Bağımsızlık benim karakterimdir' deyişindeki anlam zenginliğini hatırlayalım.

Cumhuriyet, egemenlik gücünü ulustan alan bir yönetimdir. Atatürk diyor ki: 'Az zamanda çok büyük işler yaptık, bu işlerin en büyüğü Türkiye Cumhuriyeti'dir. Cumhuriyet halk arasında taraflaşmadan ve kutuplaşmadan birlik ve beraberliğin sağlandığı bir yönetim tarzıdır." Cumhuriyet'in sosyal demokrasi temelinde Atatürkçülük var. Çağdaş ve çoğulcu demokrasinin kuruluşunu da Ona borçluyuz. Bu nedenledir ki 'ATATÜRK ve CUMHURİYET' kavramlarını birlikte kullandım. Çünkü Cumhuriyet'in kuruluş cümlesinin öznesi Mustafa Kemal Atatürk'tür. Hepimizin bildiği Samanyolu şarkısını değiştirerek; 'Atatürk'üm bir şarkısın sen ömür boyu sürecek. Adın asırlarca dudaklardan düşmeyecek.' diyor, Cumhuriyetimizin 92. Kuruluş yılını kutluyor; Ulu önderimiz Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını saygı ve minnetle anıyorum.