0
Borçlar Kanunu yönünden ise; müteahhit öldüğü takdirde, sözleşme müteahhidin şahsı gözönüne alınarak yapılmış ise bu konudaki istisna akdi son bulur (BK Md. 371/1).
Kural olarak istisna akdi, müteahhidin ölümü ile son bulmaz. Ancak akdin yapılmasında müteahhidin şahsi yeteneği (kabiliyeti) esas tutulmuşsa, bu takdirde akit son bulur. Kural olarak ölüm, borcu iskat eden sebeplerden değildir. Borçlar Kanununun 305, 347, 371, 384 ve 397. maddelerinde gösterilen akit ve tasarruflarda, ölümle akdin son bulacağı konusu istisnaen kabul edilmiştir([1]).
Borçlar Kanununun 371/1. maddesinde, müteahhidin kişisel kabiliyeti sözkonusudur. Bu durum müteahhidin kendi kişiliğine bağlı bir edayı yerine getirmesini gerektirir. Demek ki burada müteahhidin bilgisi, tecrübesi, dürüstlüğü, şöhreti, istidadı, denenmiş olması gibi nitelikleri esas tutularak onunla istisna akdi yapılmış olması kuraldır([2]). Edanın borçlunun şahsına bağlı olduğu durumlarda, yapılacak şeyin borçlunun (müteahhidin) murakabesi altında yapılmasının yeterli bir kural olduğunu, BECKER ve OSER/SCHÖNENBERGER açıklamaktadır([3]). VON TUHR (Borçlu, şahsi edaları kendi bedeni ve fikri kuvvetiyle yerine getirir. İstisna akdinde, müteahhit şahsi faaliyetinden başka, durumun özelliklerine göre, şahsi edalarından daha önemli olabilen eşyaya ilişkin edalar ve örneğin alet ve edevat ve bazen malzeme teslimi yapmakla mükelleftir. Şahsi edalar yapılmadıkları ve cebren elde edilmedikleri takdirde, maddi edalara zarar ve ziyana inkılap ederler; zira borçlu nihayet bütün borçlarından mameleki ile sorumludur)([4]).
Akdin 371. maddede gösterilen sebeplerden dolayı son bulması, tarafları tüm haklarından yoksun bırakmaz. Aksine, iş sahibi işin yapılmış kısmını kabule, yapılan işe ait bedeli ödemeye ve diğer masrafları tazmine mecburdur. İş sahibi, müteahhit tarafından tedarik edilen malzeme için bu malzemenin kullanılmış olması ve düçar olduğu, kıymet eksilmesi sebebiyle bir tazminat öder. Şayet malzeme, iş sahibi tarafından tedarik edilmişse, 357. madde uyarınca iş sahibine iade edilir.
Bu maddenin hükmü emredici niteliktedir. Müteahhidin sağlığında (ölümü halinde inşaatın sözleşmeye bağlı olarak mirasçıları tarafından devam ettirileceğine) ilişkin irade açıklaması geçerli değildir. Zira bu şekildeki taahhüt, mirasçıların kişisel ve ekonomik hukukunu etkiler ve aşar([5]).
[1] Senai OLGAÇ, İstisna Akdi, Ankara, 1977, s. 114.
[2] OSER/SCHÖNENBERGER, İsviçre Borlar Kanunu ve Şerhi, Mad. İBK. 68/ TBK. 67, s. 596, Çeviren: R. SEÇKİN; Funk, Borçlar Kanunu Şerhi, Çeviren: Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU-Cemal Hakkı SELEK, İstanbul 1938
[3] BECKER, Borçlar Hukuku, Çeviren: Seza REİSOĞLU, 1967 Adalet Bakanlığı yayınları, Sayı: 8, No: 2; OSER/SCHÖNENBERGER, s. 596, aya atfen, Çeviren R. SEÇKİN; ROSEL, No: 699
[4] Von TUHR, s. 45, No: 11, Çeviren EDEGE
[5] Yrg. 15. H.D., 07.07.1975 gün ve E. 3149, K. 3436 sayılı Kararı.