0
HESAPLANAN KDVNİN GİDER YAZILIP YAZILAMAYACAĞI
KDV Kanununun 58. maddesine göre, mükelleflerin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesapladıkları KDVnin, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.
Mükellefler, vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDVyi bu işleme muhatap olan kişilerden tahsil etmekte, ayrıca bu miktardan sözkonusu işlemle ilgili olarak önceki safhalarda ödenmiş olan vergileri indirerek aradaki farkı idareye yatırmaktadır. Aslında mükellefler, KDVnin nihai yüklenicisi olmayıp, vergiyi idare adına nihai tüketiciden tahsil eden bir aracı durumunda bulunmaktadırlar.
Buna göre, mükelleflerce bizzat yüklenilmeyip, yalnızca işleme muhatap olanlardan tahsil edilen ve idareye yatırılan vergi, mükellefler bakımından herhangi bir şekilde gider veya maliyet unsuru niteliği taşımamaktadır. Bu nedenle de gelir veya kurumlar vergisinin tespitinde gider olarak gözönüne alınmaması gerekmektedir. Bunun tek istisnası, aşağıda ayrıntılı olarak açıklanacağı üzere, tahsil edilemeyen KDVnin şüpheli hale gelmesi ve bunun için karşılık ayrılmasıdır.
İNDİRİM KONUSU YAPILMASI KANUNEN MÜMKÜN BULUNMAYAN KDVNİN GİDER YAZILABİLECEĞİ
1- Kanunen İndirilebilecek Nitelikte Bulunan KDV Gider Yazılamaz
KDV Kanununda, yüklenilen vergilerin telafi edilebilmesi için 3 yöntem düzenlenmiştir. Bunlar;
- İndirim,
- İade,
- Gider yazma veya maliyete intikal ettirmedir.
KDVde yüklenilen vergilerin telafisinde ana yöntem indirimdir. KDV indirimine ilişkin şartlar ise Kanunun 29 ve 34. maddelerinde;
- Verginin fatura veya benzeri belgeler üzerinde ayrıca gösterilmesi,
- Bu belgelerin ilgili takvim yılı sonuna kadar yasal defterlere kaydedilmesi,
- Yüklenilen vergilerin vergiye tabi faaliyetlere ilişkin olması,
- Verginin, Kanunun 30. maddesinde düzenlenen indirilemeyecek KDVler arasında yer almaması,
olarak belirlenmiştir.