Ben yüzümü güneşe ve aydınlığa döneceğim.

Bütün karanlıkları yanıma alarak tüm varlığımla aydınlığa koşuyorum.

Tutun tutabilirseniz.

Geride kalan ne varsa size bırakıyorum.

Sizin olsun kendi karanlıklarınız, karanlık düşleriniz, karanlık düşünceleriniz…

Sizin karanlıklarınız sizi aydınlığa çıkarmıyorsa, bana yaklaşmasın o karanlıklarınız.

Benim karanlıklarım beni aydınlığa çıkartıyor. O karanlıklarda yolumu buluyorum ve yolun sonu aydınlığa çıkıyor.

Bir yanımla karanlıklara bir yanımla aydınlıklara gebeyim.

Gelseniz ve benim kendime ait olan karanlıklarımın içerisine girip ötelere doğru baksanız o karanlık tünelimin sonunda bir aydınlık olacağını göreceksiniz.

Benim karanlıklarım beni aydınlığa çıkartacak. Sizin karanlıklarınız ise kapalı bir kutu gibi. Başlangıcı ve sonu yok. Siz o karanlıklarınızın içerisinde boğulup gideceksiniz.

Sizin karanlıklarınız yer altına eşilmiş ve üzeri kapatılmış bir çukur gibidir.

Benim karanlıklarım ise başı sonu aydınlık olan bir tünel gibidir. Tünelimin sonu aydınlık ve ferahlıktır.

Ben benim karanlıklarımla aydınlığa çıkıyorum.

Siz kendi karanlıklarınızla ve sonunda hiçbir aydınlık olmayan zifirlerinizle baş başa kalın.

Ben içerisinde yürüdüğüm karanlıklarımla aydınlığa doğru ilerliyorum korkusuzca.

Siz ne kadar da korkuyorsunuz içerisinde bulunduğunuz karanlıklarınızdan.

Çünkü sizde çok iyi biliyorsunuz. İçinde yürüdüğünüz karanlıkların sonunda bir aydınlık olmadığını.

Onun için bu kadar hırçın, onun için bu kadar öfkeli, onun için bu kadar saldırgansınız.

Ağzınızdan adeta salyalarınız akıyor.

Ben kendime kaçıyorum. Hiç kimseyi ve hiç kimseyi yanıma almadan karanlıklarımla birlikte kendi aydınlığıma yol alıyorum.

Ben yüzümü güneşe döndüm.

Biliyorum ki, hiçbir karanlık bulut güneşin ziyasını engelleyemeyecek. Elbette kara bulutlar dağılacak ve gün yüzünü yeniden gösterecek.

Geceyi aydınlatan ayı ve yıldızları alıyorum koynuma.

Ben ayın ışığında yıldızlarla ilerliyorum karanlıkların içerisinde.

Siz kör kuyulara düşmüş gibisiniz gecenin karanlığında. Ve bir daha o kuyulardan çıkamayacaksınız.

Bataklığa düştünüz. Çırpındıkça daha da dibe batıyorsunuz.

Elinizden tutanınız olmayacak. Bırakın elinizden tutmayı, size dönüp bakan bile olmayacak ve o çamurlu, kap kara bataklıkta kendi kara günahlarınızla birlikte yok olup gideceksiniz.

Bütün sevdalarım, sevgililerim, yangın yerine çevrilen yüreğim dahi geride kalsın. İstemem hiç birisini.

Karanlıklarda aydınlığa yürümek ve ayaklarım beni mutlak olarak o aydınlığa çıkartacak.

Bedenim ve ruhumla birlikte gidiyorum gideceğim yere. Geride siz kalın. Yaşadıklarım, sevinçlerim, öfkelerim, gülümsemelerim, ağıtlarım, hayallerim, kurduğum temiz ve saf hülyalarım ve düşlerim iç cebimde kalsın öylece. İsterse boynu bükük bir çocuk edasıyla dursunlar orada.

Ben sadece karanlıklarda aydınlığa yürüyorum. Siz geride kalın. Ben kendimle birlikte aydınlığa yol alıyorum.

Sizi istemiyorum. Hatta hiç kimseyi istemiyorum. Bana ne verebilirsiniz ki? Kendi karanlığımın içerisine sakladığım aydınlığım aydınlatır yolumu.

Bir gök yüzüm var benim. Güneşin ve ayın olduğu yıldızların sıralı dizildiği bir sema.

Yıldızlar var orada. Her birisi birbirinden parlak ve ışıltılı.

Ay hiç olmadığı kadar parlıyor.

Güneş her daim kendisini örten bulutları mutlaka dağıtıyor ve yüzünü gösteriyor bana.

Ben yüzümü güneşe döndüm.

Ay ve yıldızları alıyorum yanıma korkusuzca.

Aydınlıklara ilerliyorum karanlıklarla birlikte.

Siz hiçbir aydınlığı olmayan karanlıklarınızda boğulurken ben içerisinde yürüdüğüm karanlıklarda aydınlığa gülümsüyorum.

Kendi karanlıklarımı alıyorum kendi koynuma.

Uzak diyarlara gönderilmiş bir göçebeyi andırıyor ruhum.

Hiçbir yere, hiçbir kimseye, hiçbir duyguya, hiçbir sevgiye, hiçbir sevgiliye ait değilim.

Ben kendimle, kendi duygu ve düşlerimle yürüyorum karanlıklarımın sonundaki aydınlığa.

Yüzümü güneşe dönüyorum.

Yıldızlar aydınlatır yolumu.

Ay hiçbir zaman bu kadar parlak olmamıştı.

Güneş hiç bu kadar ziyasını akıtmamıştı gönül penceremden içeriye.

Hiçbir duygunun, hiçbir düşüncenin, hiçbir kuralın esiri değilim. Sadece kendi inandığım kurallarla kendi aydınlığıma aitim.

Esir aldığınız, içerisine hapsettiklerinizden değilim.

Kendi sevdalarınız, kendi sevgileriniz, kendi aşklarınız kendinizde kalsın.

Kendi sevdalarımla ilerliyorum. Tüm yaşanmışlıklarınızı da alın gidin benden.

Ben kendi aşklarımı ve yaşanmışlıklarımı geride bırakarak gidiyorum karanlıklarımın sonundaki aydınlığıma.

Yolumu aydınlatan güneşe dönüyorum yüzümü. Bütün verdiğiniz sözleriniz, ettiğiniz yeminleriniz, hayal kırıklıklarınız, gülümseyen yüzünüzle birlikte tüm sevecenlikleriniz, sevinçlerin arasındaki küçük küçük gülümsemeleriniz sizde kalsın.

Ne kadar da sahtesiniz. Hiçbir zaman sahici olamıyorsunuz.

Ben karanlıklarımı yanı başıma alıp aydınlıklarıma gidiyorum yüzümü güneşe dönerek.

Kaçıyorum sahici olmayan, sahte yüzlerinizden, sahte gülümsemelerinizden, sahte içtenliklerinizden gerçekliklere doğru.

Yanıma sadece kaçmalarımı alıyorum. İç huzurum, iç dinginliğim, ferahlatan sabahlarım, iki nefes aralığındaki gülümsemelerim yeter bana.

Ben yüzümü güneşe döndüm. Onun aydınlığıyla ilerliyorum. Kara bulutlar bir bir dağılacak çok iyi biliyordum.

Karanlıklarımla kaçıyorum aydınlıklarıma. Bir yanımda yıldızlar ışıldar. Ayın güleç yüzü aydınlatır yolumu.

Bir kör kuyuyu andıran karanlıklarınız sizde kalsın.

Ben kendi karanlıklarımda aydınlığa ilerliyorum güleç yüzlerimle.

Bütün kuşları havalandı şehrin. Şehir zifiri bir karanlığa gömüldü.

Cadde ve sokakların köşe başlarını çoktan tuttu kör aşıklar.

Ben onların sevdalarından ilham alarak yürüyorum kendi karanlıklarımın sonundaki aydınlığıma. Aşk aydınlatır yolu. Aşkın kutsallığına inanan her insan bilir bunu. Ben aşkın kutsallığındaki aydınlıkla yürüyorum kendi aydınlığıma.

Tüm sevişmeleri, şehvani hisleriyle birlikte bıraktım bir kapı eşiğinde.

Tüm mahrem duygularımı ve çırılçıplak düşlerimi köşe başında sevdiğinin bir anlık bakışına hasret sarhoş aşığa bırakıyorum.

Ben yüzümü güneşe döndüm. Ayı ve yıldızları yanıma alarak ilerliyorum karanlıkların içerisinden aydınlığıma.

Ve siz kör kuyuları andıran karanlıklarınızda kalın ebediyen…