Türkiye İç Denetim Enstitüsünün kuruluşunun 30. yıldönümünü kutlamaya sayılı ay kala, Enstitümüzün kurumsal belleğinde saklı, birikmiş anılarımın yer aldığı hatıra defterimin sayfalarından canlanan anekdotları 30. Yıl vesilesiyle paylaşmaya devam ediyorum.

Ortak bir hayalin gönüllü emek ve fedakârlıkla yoğrulmuş öyküsü olarak ifade ettiğimiz Enstitümüzün kuruluşunu, 30 yıl önce düzenlediğimiz “Uluslararası İç Denetim Sempozyumu” ile iş ve meslek dünyasına ilan ederken “Bugün, biz iç denetçiler için heyecan dolu, tarihi bir gün…” sözleriyle sempozyum katılımcılarını selamlıyordum.

Bir yürek gibi alanımızdaki en yeni bilgi ve deneyimleri toplayıp, işleyip, dağıtarak, paylaşarak, kendi alanımızda Türkiye’nin yüreği olmak üzere 30 yıl önce başlattığımız mesleki örgütlenme, bugün, iş ve meslek dünyamızın gönüllerinde çarpan bir yürek oldu…

Yıllar önce ortak akılla attığımız tohumun nasıl da serpilip, geliştiğini, başarılı pek çok çalışmaya imza attığımızı görüyorum.

O dönemin koşullarında Kurucu Yönetim Kurulumuz ve kurucu üyelerimiz gönüllü emekleri ve kendi imkânlarıyla mesleğimizin uluslararası temsilcilerinin de hazır bulunduğu, mesleğin küresel bilgi ve deneyimlerini paylaşacağı önemli bir organizasyonu gerçekleştirmek için gayret sarf ediyordu.

Ülkemizde iç denetim alanında ilk defa ve mesleğin uluslararası temsilcilerinin de katılımı ile gerçekleştirilen etkinliğe 300’ü aşkın katılım sağlanması, mesleki örgütlenmenin gelişimi ve geleceği adına öncüsü olduğumuz girişimin başarısı için bizleri cesaretlendiriyordu.

1994 yılında 4 kişi ile başlatılan bir girişimin, 1995 yılında 47 kişi ile kuruluşu gerçekleştirilen “Enstitü” olarak kurumsal kimliğe dönüşmesi ve 300’ü aşkın katılımlı bir etkinlik düzenlemesi, paylaşarak gelişmek, katılımla ilerlemek prensibi ile çıkılan yolda başarının sürdürülebilir olacağı konusunda umutlandırıyordu.

Birbirinden farklı kurumların temsilcileri olan bizleri buluşturan, bir araya getiren, birlikte paylaşım ve katılım arzumuzu harekete geçiren, farklılıklarımızın zenginliğini, birlikteliğimizin sinerjisi ile değer yaratan bir güce dönüştüren bir girişimin ilk kurumsal faaliyeti olan “Uluslararası İç Denetim Sempozyumu”, açılış konuşmaları ve sunulan bildirileri ile kitap haline getirilerek Enstitümüzün ilk yayını olarak kurumsal belleğimizde yerini alıyordu.

Türkiye İç Denetim Enstitüsü’nün internet sitesinde e-kitap olarak yayınlanan sempozyum kitabında yer alan açılış konuşmamı 30 yıl sonra tekrar gözden geçirdiğimde, kuruluşumuzu ilan ettiğimiz ilk etkinliğimizde, ortaya koyduğumuz uz görünün bugün gerçeğimiz olduğunu görüyoruz.

Bu gerçeği ifade etmekte amacım, haklı çıkmanın memnuniyetinden öte geleceğe ortak olma düşüncesiyle yarına hazır olmak için başlattığımız mesleki örgütlenme girişimimizin bugün çeyrek asrı aşan bir birikim ve farkındalığa sahip olduğuna dikkat çekmektir.

Zorlu süreçlerden geçerek gerçekleştirilen mesleki örgütlenme ile yaşanılan mesleki değişim ve dönüşüm, bugün yaşadığımız dijital iş gücüyle birlikte çalışılan bir dönemde rolümüzün sürdürülebilirliği ve mesleki kariyerimizde geleceğe nasıl hazırlanabileceğimiz konularında imkân ve fırsatlar sunuyor.

Bu sebeple, 30 yıl önce gerçekleştirdiğimiz sempozyum açılışında yaptığım konuşmamdan alıntılanan ifadeleri aşağıda yeniden paylaşıyorum.

“Denetimin yaşadığımız topraklarda köklü bir geçmişi var. Bu geçmiş Cumhuriyet öncesi dönemlere kadar uzandığı, o günlerin kurumlarından bugünlere izler taşıdığı için köklü. Bu gelenek içinde var olan zengin mirasla günümüz ekonomi ve işletmecilik anlayışının çağdaş uygulamaları arasında uyuşma noktaları çok hızlı bir şekilde oluşturulmuştur.”

“Bu gelinen nokta, Türk denetim uzmanları olarak mesleğin geleceğine özgün katkılarımızın olacağı bir potansiyeli ifade etmektedir. Türkiye ekonomik yapısı ve gelişim sürecinin özellikleri nedeniyle, öncelikleri ve karakterleri çok sık değişen sorunlarla karşılaşıyor. Ekonomideki bu hızlı değişimlerin getirdiği sorun ve ihtiyaçları karşılamak için sürekli yenilikler getiriliyor. Bu renkli kimliğiyle ülkemizde denetim alanında da önemli bir yaratıcılık potansiyeli bulunmaktadır. Çünkü çözümler problemlerden çıkmaktadır.”

“Tarih boyunca çok farklı uygarlıklara ev sahipliği yapan Anadolu toprakları üzerinde yaşıyor olmamızın bizlere, yeniliklere oldukça açık, hızlı kavrayan, uyum gösteren her yeni ürünü çabuk kabul eden bir kültür esnekliği kazandırdığını da ifade etmeliyiz.”

“Böylesi dinamik, hızlı değişen günümüz koşullarıyla bundan sonra dinamik ve hızlı değişecek geleceği düşündüğümüzde, iç denetimin stratejik önemi, proaktif rolü, risklerin yanı sıra fırsat da ortaya koyma yaklaşımı kendiliğinden karşımıza çıkmaktadır.”

“Düşünülenin aksine, iç denetim fonksiyon yitirmeyecek, geleneksel kimliğinden çok farklı bir kimliğe bürünecektir. Bu kimliğiyle, iç denetçi bir fütürist fonksiyonu üstlenecek, her alanda ihtiyaçları ve fırsatları gösterecek birçok fonksiyona ışık tutacaktır.”

“Diğer bir ifadeyle, gökdelenin katlarını kapıdan giren adam sayamıyor. Bu nedenle, biraz daha geride durup bakacak insana ihtiyaç her zaman olacaktır. Birçok alanda olduğu gibi İstanbul, iç denetim alanında da birçok yolun kesiştiği yer olma konumundadır.”

“Ülkemiz; Balkan, Avrasya, Orta Doğu, Akdeniz ve İslam ülkeleri için önemli bir odak noktasıdır. İnanıyoruz ki, çeşitli kültürlerin buluşma noktası olan ülkemizin endüstriyel zenginliğinin yoğunlaştığı İstanbul’da kurulan İç Denetim Enstitümüz bu zenginliğin yaratıcı imkânlarını değerlendirerek mesleğimize önemli katkılarda bulunacaktır. “

Uzun lafın kısası;

Mesleki örgütlenme sürecimizin kilometre taşlarından biri olan “Uluslararası İç Denetim Sempozyumu”, temel amaçları arasında Türkiye’de ve uluslararası alanda üretilen bilgi ve deneyimlerin derlenmesi, işlenip tartışmaya açılması, sonuçlarının ülkemiz ve uluslararası alanda yayılmasının sağlanması konuları olan Enstitümüzün iş ve meslek dünyasıyla buluşmasında çıkış noktasıdır.

Otuz yıl önce İstanbul’da Ekim ayında düzenlediğimiz Uluslararası İç Denetim Sempozyumundan otuz yıl sonra, yine bir Ekim ayında ve İstanbul’da, Uluslararası Türkiye İç Denetim Kongresinde, küresel ve ulusal meslek ailemizin tüm paydaş ve üyeleri ile buluşacağız.

Başardıklarımızın gururu, sonsuz olmanın umudu ile geleceği selamlayacağız…