Hızlı kilo vermek için uygulanan şok diyetlerin ciddi sağlık sorunlarına ve sonrasında hızlı kilo alımına neden olduğu doktorlar tarafından sık sık vurgulanıyor. Ancak su diyetinden tutun da, kişinin kendini aç bırakmasına kadar uygulanan pek çok farklı şok diyet türü bulunuyor. Ne yazık ki özellikle gençler sosyalleşmenin de etkisiyle bu diyetlerin ağına daha hızlı düşüyor.

Şok diyetlerin vücudumuz üzerindeki olumsuz etkileri ise saymakla bitmiyor.

Vücudumuzda bulunan sodyum, potasyum, klor gibi mineraller kan basıncımızı ayarlar. Su miktarında meydana gelen ani değişimler halsizlik, baş dönmesi, odaklanma sorunu ve beraberinde tansiyon düşmesine yol açar. Özellikle havaların sıcak olduğu dönemlerde uygulanan şok diyetler baygınlık geçirmemize bile neden olabilir.

Hızlı kilo vermek için uygulanan bu diyetler bulantı, sinirlilik hali, ellerde titrememe gibi belirtilerle kan şekerinin düşmesine de neden olur. Beynin çalışması için gereken enerjinin vücuda girmemesi dikkat dağınıklığına yol açar.

Düzensiz ve sık sık şok diyet yapan kişiler verdikleri kiloları hızla geri alırlar.

İçeriği bilinmeyen zayıflama ürünlerinin tüketilmesi, kas kütlesinden kayıplara neden olur. Kas kütlesinden en hızlı etkilenen organ kalptir. Hızlı ve kontrolsüz kilo verilmesi kalp ritminin bozulmasına neden olur.

Düşük kalorili beslenmek vücudun ihtiyaç duyduğu minerallerin alınmasını engeller. Böylece kansızlık, saç dökülmesi, yorgunluk gibi yaşam kalitemizi etkileyecek sorunlar yaşanır.

Şok diyetler seratonin hormonunun salgılanmasını azaltır. Bu da kişilerde depresyon eğilimini arttırır.

Hızlı diyetler yerine; dengeli ve düzenli beslenmek, porsiyonları ayarlamak, su tüketimine önem vermek, egzersiz yapmak, gerekirse beslenme uzmanından destek almak ve günlük yaşamda aktivitelerimizi arttırmak faydalı olacaktır. Yapılacak diyetlerde amaç hızlı kilo vermek yerine verilen kilonun kalıcı olmasını sağlamak ve bu süreçte farklı sağlık sorunlarının oluşmasına yol açmamaktır.