Obezite aslında çağımızın pandemisi. Bunun dışında bir de toplumun baskıladığı güzel görünme ihtiyacı var. Obezitenin nedeni hareketsiz yaşam tarzı ve tüketilen sağlıksız yiyecekler. Ülkemizde her 10 kişiden biri obezite sorunu yaşıyor. Obezite ise sadece fiziksel olarak olumsuz bir görünüm yaratmanın dışında sağlık açısından da kişinin hayatını etkiliyor. Obezite tedavisinde cerrahi yöntemleri tercih etmeyen kişiler ise çeşitli ilaçlara yönelebiliyor.
Obezite öncelikle karın bölgesi ve iç organların yağlanması ile başlıyor. Yağ oranı arttıkça kalp damar hastalıkları, inme ve yüksek kolesterol sorunu yaşanabiliyor. Bel çevresinin aşırı yağlanması horlama, aşırı terleme, yorgunluk ve çeşitli deri döküntülerine de yol açabiliyor.
Vücudun tüketebileceğinden daha fazla kalori alması sonucu vücut kitle endeksinin 30 u geçmesiyle kişi obez olarak sınıflandırılıyor.
Obeziteye karşı sağlıklı beslenmek, spor yapmak, dengeli bir yaşam tarzı oluşturmak çok önemli. Ancak hızlı kilo vermek amacıyla kullanılan iğne ve haplar sağlığı tehlikeye atabiliyor. İshal, bulantı, karın ağrısı gibi yan etkiler oluşturabiliyor. Alınan bu hap ve iğnelerin dozuna dikkat edilmesi, kişinin kendi başına bu tür ilaçları kullanmaması gereklidir. Bilinçsiz bir şekilde bu ilaçları kullanan kişilerde görülen bir diğer sorun da kilo alma- verme döngüsüne girmeleridir. Bunun sonucunda kalp – damar hastalıkları riski artmaktadır. Ayrıca kullanılan zayıflama iğneleri kişinin iştahını baskıladığından sağlıksız beslenme eğilimi oluşturmaktadır. Bir süre sonra bu kişiler yemek yememe alışkanlığı edinebilirler. Vücudun besin ihtiyacının karşılanmaması ise mineral dengesini bozar. İğne veya hapla zayıflamaya çalışan kişilerdeki genel yaklaşımlardan biri de aktiviteden uzak kalmaktır. Kilo verme sürecinde hareketsiz kalmak ve yanlış beslenmek süreci ileriki dönemlerde olumsuz etkilemektedir.
Kilo verme aşamasında hangi yöntem denenirse denensin egzersiz ve dengeli beslenmek yaşam tarzı haline getirilmelidir.