0

Servet dağılımı meselesi hepimiz için anlaması ve anlatması zor bir mesele. Credit Suisse adlı kuruluş geçenlerde 2014 global servet raporunu yayınladı (1). Raporda yer alan ülke verilerine bakıldığında bir ülkede yetişkinlerin yüzde kaçının hangi servet kategorisinde olduğu görülebiliyor. Dört servet kategorisi içinde serveti 10 bin dolar-100 bin dolar arasında olanlar orta sınıf olarak nitelendiriliyor. Sayın Uğur Gürses bu rapordan hareketle Türkiye’yi değerlendiren bir yazı yazdı (2). Yazısında ülkemizde serveti 10 bin dolar-100 bin dolar olan yetişkinlerin toplam yetişkin nüfus içindeki payının 2012-2014 döneminde %25,5’den %22,8’e düştüğünü bu haliyle orta sınıfın servetinin eridiğini vurguladı. Sayın Gürses’in yazısında yer alan başka bir tabloda 2014 yılı için beş ülkenin verileri yer alıyordu. Bu tabloya göre İspanya serveti 10 bin dolar-100 bin dolar arasında yetişkinlerin toplam yetişkin nüfus içindeki payının en yüksek olduğu ülke durumunda. Bu pay ispanyada %51 iken Türkiye’de %22,8 ve Almanya’da %32,7. Bu tablodan hareketle ilk bakışta “servet dilimleri itibarıyla ispanyadaki orta sınıf Türkiye ve Almanya’dan daha güçlü” sonucu çıkarılabilir. Böyle bir sonuç çıkar mı sorusunu sorabilmek için kısaca servetin tanımını hatırlayalım. Servet bir ekonomik birimin brüt varlıklarıyla yükümlülükleri (borçları) arasındaki farka eşittir. Basit bir örnek verelim. Bir ekonomik birimin brüt varlıkları (finansal olan ve finansal olmayan servetinin brüt değeri) 11000 dolarsa ve hane halkı bu serveti edinmek için 1000 dolarlık borçlanma yapmışsa serveti 10000 dolardır. Bu haliyle bir ekonomik birimin servetindeki değişmeyi izlerken örneğin 100 dolarlık servet edinmek için kaç lira borçlanma yapıyor? 100 dolarlık servet edinmek için yaptığı borçlanmanın düzeyi zaman içinde nasıl bir değişim gösteriyor soruları son derece önemli hale gelir. Aşağıdaki tabloda Credit Suisse verilerinden hareketle İspanya ve Türkiye’de 100 dolarlık servet edinmek için yetişkin başına borçlanma nasıl bir değişim gösteriyor sorusuna cevap veriliyor. Buna göre örneğin 2003 yılında Türkiye yetişkinler 100 dolarlık varlık edinmek için 4 dolar borçlanırken İspanyada bu borçlanma 16 dolar. 2014 yılına geldiğimizde sırasıyla İspanyada 19 dolar gerçekleşirken, Türkiye’de 9 dolar olarak gerçekleşmiş. Buna göre ispanyada yetişkin başına borç yükünün Türkiye’den daha yüksek olduğunu ve yetişkinlerin %51’inin servet dağılımı içinde orta sınıf kategorisinde yer aldığını dikkate aldığımızda şu soruyu sormamız gerekiyor. Orta sınıfın borç yükünün artması orta sınıfın erimesi kadar önemli bir sorun değil mi? Ya da soruyu başka hale

 

etirebiliriz. Acaba ispanyada yetişkinlerin çoğunun servet dağılımı açısından orta sınıf kategorisi içinde yer alması orta sınıfın borçlanma imkanlarının genişlemesinden kaynaklanıyor olabilir mi? Bu noktada “tabi ispanyada borçlanma düzeyi daha yüksek olacak. İspanyanın toplam geliri ve kişi başına geliri, yetişkin kişi başına geliri Türkiye’den daha yüksek denilebilir. Evet daha yüksek ama yetişkin başına borç düzeyindeki farklılığı anlamlı gösterecek bir yükseklik değil. Credit Suisse raporundaki verilere bakıldığında İspanyada yetişkin başına borç düzeyi 2000 yılında Türkiye’den 23 kat daha fazla İken 2003’te 28 kata, 2009’a geldiğimizde 31 kata çıkmış. 2014 yılı bu farkın en düşük olduğu yıl ama 2014 yılında ispanyada kişi başına borç düzeyi Türkiye’den 15 kat daha yüksek. Yine akım stok ilişkisinin ve bu ilişkideki farklılığın göz ardı edilmemesi gerektiği söylenebilir. O zaman bu amaçla Almanya ile İspanya’yı karşılaştırabiliriz. 2000 yılında İspanya’da kişi başına borç düzeyi Almanya’daki kişi başına borç düzeyinin %46’sı iken 2003te %63’e 2009’da %115’e çıkıyor en düşük olduğu yıl 2014. 2014te ispanyadaki kişi başına borç Almanya’daki kişi başına borcun %95’i olarak gerçekleşiyor. Oysaki yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi Almanya’da 100 dolarlık servet edinmek için yetişkin başına borçlanma miktarı düzenli olarak azalıyor. Yine Credit Suisse’nin raporundaki verilere bakıldığında İspanyadaki kişi başına servetin Almanya’daki kişi başına servete oranı özellikle küresel krizden sonra belirgin biçimde azaldığı halde kişi başına borç düzeyi nerdeyse Almanya’ya eşit. Şimdi bu durumda olan ekonomileri karşılaştırıp “İspanya’da yetişkin nüfusun büyük bir kısmı servet dağılımı içinde orta sınıf kategorisinde yer alıyor. İspanya’da orta sınıf daha güçlü.” dediğimizde bu eksik bir analiz olmuyor mu? Bu noktanın altını çizdikten sonra asıl amacım bu yazının sonundaki üç soruyu sormak. Diyelim ki 24.000 TL’lik servetiniz var. 1 dolar 2,4 olduğunu varsayalım. Buna göre servetinizin değeri 10000 dolar. 1 dolar 3 TL oldu ve servetinizin değeri 8000 dolara düştü. Şimdi acaba servetin değerindeki azalışın etkisini konuşurken servetin kompozisyonunun ne olduğu önemli değil mi? Yani sizin servetinizin ne kadarının reel varlıklardan ne kadarının finansal varlıklardan oluştuğu olduğu önemli değil mi. Tabi ki önemli. İspanya ve Türkiye’ye bakalım. Credit Suisse verilerine göre 2003-2014 döneminin ortalaması olarak İspanya’da finansal olmayan servetlerin brüt toplam servete oranı yaklaşık %59 ve standart sapması ihmal edilebilecek kadar düşük. Bu ne demek? İspanyada yetişkinlerin servetlerinin ortalama olarak %41’i finansal servetlerden oluşuyor . Türkiye’de ise yetişkin başına servetin kompozisyonu küresel kriz öncesi ve sonrasında ciddi bir farklılık gösteriyor. Ülkemizde 2003-2007 döneminde servetin %68’i finansal olmayan servetten %32’si finansal servetten oluşurken 2008-2014 döneminde finansal servetin payı %82,2 ye yükseliyor, finansal servetin payı %17,8’ e düşüyor. Bu çerçevede iki olgu ve bir ihtimale işaret ederek birbiriyle ilişkili iki soru sorabiliriz: Servetin kompozisyonu bazı ülkelerde değişmiyor (örn. ispanya). Servetin kompozisyonu bazı ülkelerde değişiyor (örn Türkiye). Bu ülkelerde birey başına servet gelecekte herhangi bir nedenle düşebilir. Bu iki olguyu ve sonrasında dile getirdiğimiz ihtimali dikkate aldığımızda şu sorular son derece önemli. Acaba bu ülkelerde servet değerindeki azalmanın hane halkları açısından anlamı aynı olabilir mi? Acaba hangi ülkede hane halkalarının servetteki erimeye direnci daha yüksek olur? Bu ülkelerde servet kompozisyonunu ve servet kompozisyonundaki değişmeyi konuşurken bu konuşmayı kaynakların “dış ticarete konu olan sektörler” ile “dış ticarete konu olmayan sektörler” arasında tahsis biçimi ile ilişkilendirmek bize yeni analiz imkanları sunar mı?


(1) https://www.credit-suisse.com/ch/en/news-and-expertise/publications.html

(2) http://sosyal.hurriyet.com.tr/Yazar/203/Ugur-Gurses/78451/Servet-dagiliminda-orta-direk-39-bel-veriyor-39