Haftada sadece bir günümüzü sosyal medya kullanmadan geçirebilir miyiz? Sanırım uyku harici birkaç saatimizi bile sosyal medyaya bakmadan, bir şeyler paylaşmadan geçirmek çok zor.
Sosyal medyada paylaşım yapmak, bu ister bir yorum isterse bir fotoğraf paylaşımı olsun bizi onun esiri haline getiriyor. Merak duygumuz yaptığımız bu paylaşımı sık sık kontrol edip ne kadar beğeni aldığını görmek istiyor. Beğenmeyen kimlermiş diye kontrol edip, beğeni atan kişilere karşı sempati beğenmeyenlere karşı düşmanlık duymamıza bile neden oluyor.
Sosyal medya üzerinde paylaşılan bir düşünce çığ gibi büyüyüp taraftar toplayabiliyor. Paylaşılan konunun doğruluğu çoğu zaman araştırılmaya bile gerek duyulmuyor. Yapılan araştırmalara göre sosyal medya üzerinde paylaşılan pek çok şey olumsuz haber ve olaylar üzerinden gelişiyor. Bu tür olaylar daha çok dikkat çektiği için paylaşım oranları da daha yüksek oluyor. Sosyal medyada geçirilen zaman aile, eş, çocuk, arkadaş çevresinden çalınan zaman demek.
Sosyal medya kullanımı insan beyninde yapay bir haz oluşturduğundan bu bizim ödül-ceza sistemimizi de bozuyor. İnternetin olmadığı, sosyal medyaya ulaşılamayan bir ortamda kişi bir süre sonra kendini mutsuz, cezalandırılmış hissediyor. Bu aşamada da artık sosyal medya bağımlısı olan, onun kullanıcısı değil esiri durumuna düşmüş bir insan konumunda bulunuyor.
Sosyal medya üzerinde takip edilmek kişiye bir statü kazanmış hissi verirken, aynı zamanda yapılan paylaşımların pervasızlığı çeşitli risk unsurları da oluşturuyor. Kişinin aslında gizli olması gereken bilgilerinin açık olması, fotoğraflarının çeşitli ortamlarda kullanılması ekonomik, fiziksel, kişisel yönden pek çok sıkıntı yaşamasına neden oluyor.
Yapılan araştırmalarda sosyal medya kullananların depresyona girme oranı kullanmayanlardan 2,5 kat daha fazla. Herhangi bir konuya odaklanma süreleri daha düşük.
Sadece bireyleri değil toplumu bir bütün olarak etkileyen bu esaret üzerine çok düşünmediğimiz, dikkate almadığımız bir konu. Aile bağlarının zayıf olması, birlikte geçirilen zamanın yetersizliği, kişinin aile veya sosyal çevresinde aradığı ilgi ve takdiri görmemesi sosyal medya esaretini arttırıyor. Aradığı özgüveni ya da mutluluğu geçici olduğunu bilse bile sosyal medyada arıyor.
Kişinin kendini geliştirmek için hobiler edinmesi, kendini başkalarının takdiri ile değerli görmemesi, kendini sevmesi ve başkalarını tenkit etmemesi sosyal medya esaretinin önüne geçmek için birer çözüm.