Tiyatro Sanatçısı-Eğitmeni

Sevgili Okurlar;

Özel bir kalp, özel bir yetenek, yaşama dair özel yaklaşımları olan Metin Ateş ile zamanın nasıl geçtiğini anlamadım.

Bugün sizlerle Ressam METİN ATEŞ ile söyleşimimi paylaşıyorum.

Ayla Tığlı: Söyleşimize hoşgeldiniz.

Metin Ateş: Hoşbuldum.

A.T: İsterseniz yaşam öykünüzden başlayalım.

M.A: Teşekkür ederim.

1954 yılında Ayvalık Çakmak Köyünde doğdum. Liseyi Karşıyaka Kolejinde bitirdikten sonra 1973 yılında şimdiki Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi olan İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okuluna girdim. 4 yıllık öğrenimim esnasında Mengü Ertel'in atölyesinde çalışmaya başladım. 1977 yılında mezun oldum ve Ankara'da Turizm ve Tanıtma Bakanlığının grafik şubesinde 2 yıl çalıştım, bu 2 yıl içinde girdiğim çeşitli grafik yarışmalarında 17 ödül kazandım. Altın Portakal bunlardan biridir. Sanatsal çalışmalarıma hiç ara vermedim. Hiçbir yarışmayı kaçırmıyordum.

Ünlü sanatçtı Metin Ateş, yazarımız Ayla Tığlı'nın sorularını yanıtlarken, 'Kendimi sınırlamadan klasik ve soyut karışımı resimlerle kendime ait bir tarz yarattım' dedi.

A.T: Ödüle doymayan bir sanatçıyla birlikte olmak ne güzel…

M.A: Estağfurullah.

A.T: İlk kişisel serginizi ne zaman açtınız.

M.A: Yörem Ayvalık'ta açtım 1979 yılında. Sonra Ankara, İstanbul, Konya, Diyarbakır, Elazığ, Adana'da sergilerimle çalışmalarımı sanatseverlerle paylaştım. 2000 yılında emekli olduktan sonra Evrensel bilgi ve birikimimi tuval üzeri akrilik çalışmalarla, önce klasik sonra soyut çalışmalar halinde, son zamanlarda da aynı tuval üzerinde soyut ve klasik karışık tek bir resim halinde tamamen özgün çalışmalarıma devam ediyorum. İlk sergimi 2003 yılında Galeri Müzayede Teşvikiye'de açtım. Günümüze kadar da 10 Karma Sergide resimlerim sergilendi.

A.T: Duygusal mısınız?

M.A: Size sorayım aynı soruyu, duygusal mıyım?

A.T: Duygusal kişiliğiniz eserlerinizde duyarlılığa dönüşmüş, yanılıyor muyum?

M.A: Duygu olmadan, iyi bir gözlemci olmadan, hele ki sabır olmadan eserin kabul görmesi mümkün değil yüreklerde…

A.T: Fırçayı elinize aldığınızda tuvale bakarken nasıl duygular içindesiniz. Duyguları, düşünceleri renklerle tuvale aktarmak ve yansımasını bizlerin ruhuna aktarmak müthiş bir şey…

M.A: Sorunuzun cevabı resme bakan gözlerde saklı desem?

A.T: Peki… Ne tür resim yapıyorsunuz…

M.A: Aslında Metin Ateş olarak bir tarzım yok. Kendimi sınırlamadan klasik ve soyut karışımı resimlerle kendime ait bir tarz yarattım.

A.T: Müsaade ederseniz ünlü ressamların ünlü sözlerinden birkaç tanesini paylaşmak isterim okurlarımla.

- Resim yapan ben değilim, elimi başka biri tutuyor.
Henri Rousseau

- Ruh özgürleştikçe resim soyutlaşır.
Marc Chagall

- Resimlerle dolu bir oda, düşüncelerle dolu bir odadır.
Joshua Reynolds

Sanatçı Metin Ateş, ünlü fotoğraf Sanatçısı Ara Güler'le birlikte...

A.T: Sanatınızda yapmak isteyip de yapamadığınız bir şey var mı?

M.A: (Biraz düşündükten sonra) Yok diyebilirim. Kafamda hep Fotoğraf Sanatçısı Ara Güler'le 'DÜNDEN BUGÜNE ARA GÜLER'DEN METİN ATEŞ'E İSTANBUL' diye bir sergi açmak vardı.

Tuvalin bir yanına 50 sene evvelki Ara Güler'in çektiği İstanbul fotoğraflarını tuvalime dökmek, diğer tarafına da bugünün İstanbul fotoğraflarını (benim çektiğim) tuvale dökmek… Cesaretimi topladım, değerli Fotoğraf sanatçısı Ara Güler'le bu isteğimi paylaştım. Kabul etti. Ben hemen çalışmalarıma başladım. 4 tablo sergiye hazırdı, ama 2018 yılında vefat etti… Birlikte sergi açmak kısmet olmadı maalesef. Rahmetle anıyorum. Sergiye hazırladığım 4 tablonun bir-ikisini sizlerle paylaşıyorum.)

Metin Ateş, fotoğraf Sanatçısı Ara Güler'le birlikte açmayı planladığı, ancak Ara Güler'in vefatı nedeniyle hayata geçmeyen sergi için yaptığı çalışmalardan...

A.T: Çok teşekkür ediyorum, bana kıymetli vaktinizi ayırdığınız için.

M.A: Ben teşekkür ederim Ayla Hanım, beni okurlarınızla tanıştırdığınız, buluşturduğunuz için.