0
Televizyon, yeniliğin ve olayların olduğu
kadar, bayalığın da medyasıdır.
Jaques SEGUELA
Televizyon, önemli bir kitle iletişim aracıdır. Yurttan, dünyadan bilgiler edinmek, eğlenmek, bilgi ve kültürümüzü artırmak konusunda yararları yadsınamaz. Bu nedenle de televizyonun girmediği ev yoktur ve günlük yaşantımızda önemli bir yer işgal etmektedir. Başka bir anlatımla televizyon günlük yaşamın vazgeçilmezlerinden biri durumuna gelmiştir.
Televizyon izlenmelidir ama televizyona tutsak olunmamalıdır. Üzülerek belirtelim ki insanlarımız televizyon bağımlısı durumuna gelmişlerdir. Televizyon ve internet, aile bireyleri arasındaki iletişimi koparmıştır. Ayrıca 'senin programın, benim programım, senin dizin, benim dizim' gibi tartışmalara da neden olmaktadır. İnsanlarımız günde altı saat televizyon başında geçirmektedir. Saatlerce televizyon seyretmek, kişinin hareketsiz kalmasına, farkına varmadan abur cubur atıştırmasına ve kilo almasına, uyuklamasına ve tembelleşmesine neden olmaktadır.
Televizyondan vazgeçilemeyeceğine göre televizyona tutsak olmaktan kurtulmak gerekmektedir. Bunun yolu da her programı kesintisiz izlemek yerine, sevilen, yararlı programları seçmek ve izleme süresini kısıtlamaktır.
Türk insanı, televizyona verdiği önemin onda birini kitap okumaya vermemektedir. Oysa bilgili, kültürlü olmak; Türkçeyi doğru, düzgün konuşmak ve yazmak, zekamızı geliştirmek için kitap okumak gerekmektedir. Çünkü Kitap okuyanın zekası gelişir, okumayanın zekası ise yeteri kadar gelişemez.
UNESCO'nun dünyadaki okuma alışkanlıkları raporuna göre Türkiye dünya ülkeleri arasında 86. sırada yer almaktadır. Türkiye'de kitaba gereksinme duyulmuyor; gereksinme maddeleri sıralamasında kitap 235. sırada yer alıyor. Türk halkı, kitap okuma konusunda pek çok Afrika ülkesinin de gerisinde kalıyor. Türk halkı kitap okumaya yılda 6 saat zaman ayırırken, televizyon izlemeye günde 6 saat, internet için 3 saat harcamaktadır.
Bu alışkanlığın yıkılması gerekmektedir. Bunun için kitap okumayı özendirici etkinlikler düzenlenmelidir. Bu satırların yazarı olarak ben otuz yılı aşkın öğretmenlik yaşamımda, öğrencilerimin her ay bir kitap okumasını sağlamaya çabaladım. Bu konuda küçük bir anımdan söz edeceğim:
'Kırşehir Kale Orta Okulunda çalışırken, öğrencilerime ülke ve ulus bütünlüğünü bozmayacak, kötülükleri, suçları, uyuşturucuları övmeyecek nitelikteki hemen her kitabı önerdim. O yılarda Köy Enstitüsü çıkışlı yazarların kitapları, öğrencilere önerilemiyordu. Oysa ben bu tür kitapların da okutulmasından yanaydım. Çünkü bu yazarlar Cumhuriyet'in çağdaş yazarlarıydı. Öğrenciler, bu yazarları eserleriyle tanımalıydı diye düşünmekteydim. Bu nedenle bazı kitapları önerirdim'. Bu yöntemin yararlı olduğunu deneyimlerimden gördüm. Günümüzde ise daha etkin yöntemler geliştirilebilir. Söz gelimi, çocuklar, öğrenciler yerel kitap günlerine, kitap fuarlarına götürülüp en azından kitaplarla karşı karşıya getirilmelidir. Diğer yandan okullarda yazar-öğrenci buluşması, belirli saatlerde serbest okuma ve tartışma etkinlikleri düzenlenebilir.
Kitaplardan neden korkulduğunu bir türlü anlamadım ya. Gerçi 'kitapların bomba kadar tehlikeli olduğu'nu söyleyenler de oldu günümüzde. Asla kitaplardan korkulmamalı, kitaplar yasaklanmamalıdır, yakılmamalıdır. Kitap yakmak iyi bir davranış değildir ve suçtur. 'Kitap yakmaktan daha kötü suçlar vardır. Bunlardan biri de kitap okumamaktır.' diyor Ray Bradbury. Kitap okumak, insan için ekmek kadar, su kadar gereklidir. Kitap en iyi yardımcı, en iyi arkadaştır.
Gelişip kalkınmış ülkelere bakıldığında kitap okuma oranının yüksek olduğu görülmektedir. Çünkü okuyan bireyin bilgisi artar, bilgisi arttıkça düşünme, yaratma becerisi de gelişir. Söz gelimi 'Japonya'da toplumun % 14'ü, Amerika'da % 12'si, Fransa'da % 21'i düzenli olarak kitap okumaktadır. Türkiye'de ise on binde bir kişi düzenli kitap okumaktadır. Bir Japon yılda ortalama 25, bir İsviçreli 10, bir Fransız 7, bir Türk ise on yılda bir kitap okumaktadır (Bu veriler, 22 Haziran 2008 günlü Hürriyet'ten alınmıştır).'
Televizyonu, günlük yaşantımızdan çıkaramayacağımıza göre, kitap okumaya daha çok, televizyon izlemeye daha az zaman ayırmamız gerekmektedir. Kitap okumanın verdiği tadı, televizyon hiçbir zaman veremez. Çünkü kitabı istediğin her an karıştırıp okuduklarını yineleyebilirsin; ama televizyon programlarını istediğin zaman yeniden izlemek için kaydetmek gerekir. Kaldı ki kitap okumak için pek çok neden vardır. İşte o nedenlerden birkaçı:
* Atatürk diyor ki: 'Ben küçükken yoksul bir çocuktum. Elime iki kuruş geçtiğince bir kuruşunu kitaba verirdim. Böyle yapmasaydım, gerçekleştirdiklerimi asla başaramazdım.' Yaşamda başarılı olmak için kitap okumalıyız.
* 'Yarın, nasıl bir insan olacağımız, bugün okuduğumuz kitaplara bağlıdır (Todd Duncan).' İyi bir evlat, iyi bir yurttaş ve iyi bir birey olmak için kitap okumalıyız.
* 'Kitap, yalnız kendi özel yaşamımızda değil, her yerde bütün ilginin ve bütün bilimlerin başlangıç noktasıdır (Stefan Zweig)' İyi bir başlangıç için kitap okumalıyız.
* 'Dünyayı karanlıktan kurtaran kitaptır (N. Ataç).' Karanlıktan kurtulmak için kitap okumalıyız.
* 'Kitaplar, akıllı kişilerin bahçeleri, erdemli kişilerin güzel kokulu çiçekleridir (Hz. Ebubekir).' Bu bahçe ve çiçeklerden yararlanmak için kitap okumalıyız.
* 'Bilmenin yüksek sevinçlerini yaşatır kitap (Albert Bayet).' Yüksek sevinç yaşamak için kitap okumalıyız.
* 'İnsanın hayvanlığı yemekle, insanlığı okumakla var olur (Namık Kemal).' İnsanlığı kazanmak için kitap okumalıyız.
* 'Kendi yolumuzu bulmak, kendi eleştiri yeteneğimizi geliştirmek, kitle iletişim araçlarının genel çıktıları arasından akıllıca seçim yapabilmeyi sağlar kitap(Richard Bamberger).' Doğru seçim yapabilmek için kitap okumalıyız.
* 'Kitap insanlığın belleğidir(A. Taner Kışlalı).' Belleğimizi yitirmemek için kitap okumalıyız.
* Empati kurabilmek, kendimizden çıkıp ötekini anlayabilmek, başkalarının yaşamlarına da saygı duyabilmek için kitap okumalıyız.
* Dünyada hiçbir dost, insana kitaptan daha yakın olamayacağı için kitap okumalıyız.
* Televizyon tutsağı olmamak için kitap okumalıyız.
Çocuklarımıza kitap okuma alışkanlığı kazandırabilmek için;
* Çocuklar daha küçük yaşlardan itibaren kitaplarla karşılaştırılmalıdır. Ayrıca aile bireyleri evde kitap okumalı, aile kitaplığı oluşturulmalıdır.
* Okullarda sınıf kitaplıkları, okullarda okul kitaplıkları zenginleştirilmelidir. Çünkü Jules Ferryl'in dediği gibi 'Okul için her şey yapabilirsiniz; eğer okulun bir kitaplığı yoksa hiçbir şey yapmamış olursunuz.'
* Her mahalle ve kültür merkezinde kütüphane olmalıdır. Çünkü 'Bugünün gerçek üniversitesi bir kütüphanedir(Thomas Carlyle). Her kitaplık, bir cezaevi kapatır (Seneca). Kütüphaneni ayakaltına alırsan zincir, başında taşırsan taç olur (Cenap Şahabettin). Kütüphaneler, aklın tedavi yerlerdir( Diodrus Siuculus).'
Her yere kütüphane açılması ve bol bol kitap okunması dileğiyle, Kütüphaneler Haftası'nı ve tüm kütüphane görevlilerini kutlarım.