Bu hayata iyi-kötü, doğru-yanlış bir sürü şey sığdırıyoruz. Belki doğumumuzdan, hayat çizgimize, oradan da bitiş çizgimize ulaşırken bir çok yanılgı, yenilgi, kazanç ve başarı sağlıyoruz. Belki de bu tecrübeler bizi iki kategoriye ayırıp, iyimser veya kötümser yapıyor. İyi veya kötü olunur. Bunu değiştiremezsiniz. Zordur. Ama iyimser ve kötümser bakış açısı bizim elimizdedir. İstesek düşünce yapımızı zorda olsa düzeltebiliriz. Büyük ya da küçük yediden, yetmişe dil, din, ırk ve cinsiyet farketmeksizin, sadece iyiler ve kötüler olarak ayrılalım isterdim. İsterdim çünkü, kimsenin ne statüsü, ne başka bir şeyi umrumda değil. Sadece insanların iyiliği ve kötülüğü ile ilgileniyorum. Hatta kötü olanlara bile iyimser bakış açısı ile yaklaşmaya çalışıyorum. Çünkü nasıl bakarsan öyle görürsün... Ve en nihayetinde o gördüğün şey kendin oluverir...Kötümser olmak bu dünyada çok şey kaybettirir. Baktığın yerde bir ruh değil, bir kukla görmeni sağlar. Ruhen iyi hissetmek için iyimser bir yaklaşımla bakmak gerek. İyimser yaklaşım, insanın dış görünüşünden ziyade içsel güzelliklerini görmeyi sağlar. Kötümser yaklaşım ise, tamamen içsel güzellikleri reddedip, sadece yüzeysel şekilde görmeyi sağlar. Kötümserler, her şeyin bir gün muhakkak biteceği yönünde paranoyak bir bakış açısı ile hayatı yaşamayı kaçırır. Çünkü her güzel şeyin bir sonu olduğunu düşünmek, o güzel şeyin iyi sonuçlanmayacağını ve elbette bir gün bitebileceğini hayat felsefesi yapmış olmak demektir. Bunu iyimser bir bakış açısıyla düşünüp, pozitif olumlama yapılsaydı eğer, daha mutlu bir hayat sürdürebilirlerdi kötümserler. Bu düşünce yapısı, her güzel şeyin başlangıcında 1-0 yenik düşmek demek onlar için. Hayatı kaçırmak, ipin ucunu yakalayamamak belki de bu düşünce yapısı sayesinde mutsuz olmak. 'Nasıl olsa yapamaz', 'Nasıl olsa kazanamaz', 'Nasıl olsa bir gün bitecek', 'Nasıl olsa bir gün gidecek...'

Çevrenizde sürekli bu cümleleri kuran insanlar varsa bilin ki, kötümserlerle bir arada yaşıyorsunuz demektir, geçmiş olsun. Aslında başkaları açısından bakarsanız iyi bir şey. Çünkü kötümserliğin vücut bulmuş hallerini görüp, belki de halinize ve kendi iyimserliğinize şükür bile ediyorsunuzdur. Bu sorularla sık sık karşılaşıyorsanız ve bu durum sizin canınızı sıkmaya, karşı taraf için bir ölüm kalım meselesi haline geldiyse. En ufak bir şeyde, zaten olmayacağını, sürdürülemeyeceğini, bitebileceğini ve yapılamayacağını duyuyorsanız onlara şu soruyu yöneltin. 'Neden yapılmasın?','Elbette kazanılır...', 'Neden bitsin ki?' ve 'Ya gitmezse?'

Muhakkak bu pozitif olumlama, onları rahatsız edip, sizi kavga ortamına çağırıp, sizi bir şekilde kışkırtmaya çalışacaklardır. Aman ha, sakın onların kötümserlik girdabına girmeyin. Sizi etkisi altına aldıkları zaman kurtulmanız çok zordur böylelerinden. Onlar ister ki, hep onlar gibi düşünün. Her şeyi sorgulayın, hayattan tat alamayın. Sizi de kendileri gibi paranoyak ve kötümser yapıp, amaçlarına ulaşıp birde sanki kendileri öyle değilmiş gibi size öğüt vermek tek gayeleri. Bu insanları susturmanın tek yolu, başarı, mutluluk ve kazançtır. Çünkü sizin başarınız onlar için bir aşağılık kompleksi haline gelmiştir. Bu durum içlerini adeta bir fare gibi kemirir. Sizin mutluluğunuz, onlar için sanki bir roldür. İnanmak istemezler, en ufak bir şeyde sanki siz mutsuzmuşsunuz gibi davranıp, kendileri ise mutluluk naraları atarlar. Aslında sadece kendilerini kandırırlar. Sizin kazancınızın arkasında muhakkak dış güçler vardır! O kazancı tek başına elde etmiş olamazsınız değil mi? Üstelik siz kimsiniz ki? Onlar dururken, siz kazançlı oluyorsunuz? Belki hayata karşı bakış açılarını değiştirseler, iki katı mutluluk, başarı ve kazanç elde edecekler. Kimbilir... O kadar hayata küskün kişilerdir ki, iyi bir ihtimali düşünmek bile akıllarının ucundan geçmez. Siz muhakkak o başarı ve mutluluk karşılığında, ya sahtesinizdir, ya da onların bakış açısına göre o şeyi para ile satın almışsınızdır. Halbuki bilseler iyimserliğin insanlara pozitif anlamda başarı ve kazanç sağladığını...

Keşke kötümserler hayatı doya doya yaşayabilse... Biz iyimserler olarak bize ne kadar negatif anlamda kötülük yapsalar bile; iyimserlik, herkesin hayatına pozitif bakabilmek, pozitif olmasını istemek demektir.

Siz iyimserler, ruhsal olarak aydın olmayı seçmişsinizdir. Kötümserler ise dışsal olarak aydın olmayı...

Herkesin içsel olarak 'aydın' olması dileğiyle. Umarım içinizdeki o ışık, en karanlık anlarınızda yolunuza ışık, hayatınıza renk katar.