Hani bazen kendisini denizin üzerinde yürüyebilecek güçte bulur insan. Bir ışık parlar ve sizden başka hiç bir şeyin orada olmadığını anlarsınız.

Bir şarkı çalar ve ardından yeniden doğuş kadar parlak,

Kokusu ölüm kadar keskin,

Ağırlığı, kırık bir ayna parçası kadar hafif.

Cam kesiği gibi acılı,

Ruhsuz kalmak kadar sancılı.

Ve bir şiir duyulur uzaklardan

Der ki şair;

'Gitsem yüz'ünden.

Adım adım, acımasızca.

Sarsa ahengi tüm maviliğin.

Çıkmaz tüm sokaklarında

Rüzgarı davet etsem sonsuzluğa,

Belki kısa süre de olsa,

Sarsa beni kasvetli kollarına...'

Ve kapanır perde.

Sahnelenir son oyun.

Yitip gider tüm umutlar

Acılara sürükleniriz hüzün deniz'inde...