Sanatında insan-doğa ilişkisine odaklanan İsmet Değirmenci'nin 'Bul Beni' başlıklı yeni kişisel sergisi, Brieflyart Galeri'de ziyarete açıldı. Eserlerinde, ada metaforlarıyla sorguladığı yaşamı, içinde bulunduğumuz distopik düzene karşı bir ütopya olarak adeta yeniden oluşturan Değirmenci'nin 'Bul Beni' adlı yeni sergisi, sanatçının kitap sayfalarına çizdiği ada resimleri, kağıt üzerine çini mürekkebiyle yaptığı 'yalnızlık haritaları' resimleri ve pişmiş topraktan oluşan 'Göç Portreleri' başlıklı büst serisinden oluşuyor.

Sanatını insan-doğa ilişkileri üzerine yoğunlaştıran İsmet Değirmenci, 'Bul Beni' sergisinde ada metaforlarıyla sorguladığı yaşamı; kendini bulma, uzaklaşma, yeni bir yer ve yaratma kavramları üzerinden ele alarak içinde bulunduğumuz distopik düzene karşı bir ütopya olarak yeniden oluşturuyor. 16. yüzyılda dünya keşiflerine katılan haritacı ressamların uzun yolculukları boyunca sevgilileri için çizdikleri 'olmayan' adalar gibi, sanatçı da kendi düş adalarını çiziyor.

Önceki sergilerinde olduğu gibi 'Bul Beni'de de insanın yaşamsal döngüsü içinde hem kendisinin hem de bütünün parçalarıyla sürekli bir devinim içinde olduğu düşüncesine yoğunlaşan İsmet Değirmenci, akış, oluş ve yürüyüş felsefesinden hareketle her seferinde yeni malzemeler aracılığıyla doğada olma halini, doğayla uyumlu ve barışçıl bir deneyimi sanatseverlerle paylaşıyor. Serginin bir bölümünde Değirmenci'nin, Alain de Botton'ın Romantik Hareket ve Nikos Temelis'in Arayış kitaplarının sayfalarına çizdiği ada resimleri yer alıyor. Diğer bölümde ise izleyicileri, sanatçının kağıt üzerine çini mürekkebi kullanarak yaptığı 'yalnızlık haritaları' resimleri ve pişmiş topraktan oluşan 'Göç Portreleri' başlıklı büst serisi bekliyor. Sergi, 13.00 – 19.00 saatleri arasında Brieflyart'ta ziyaret edilebilir.