Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 3.kez cumhurbaşkanlığına aday olup olamayacağı konusunu ilk yazanlardan biriyim. İlk yazım 16.06.2020'de 'Erdoğan 3.kez Cumhurbaşkanı seçilebilir mi?' başlığıyla yayımlandı. Sonraki tarihlerde konu ile ilgili başka yazılarım oldu.

Yazılarımda sonuç olarak Anayasa'nın 101.maddesinin 2.fıkrası 'Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.' hükmü ilk defa 5678 sayılı Kanunla Anayasa'da yapılan değişikliğin halkoylaması sonucu kabulü üzerine 31.10.2007 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu değişiklikten önceki hükme göre bir kimse, iki defa Cumhurbaşkanı seçilemez şeklindeydi.

Erdoğan, 10 Ağustos 2014 tarihinde yapılan seçimde 5 yıllığına doğrudan halk tarafından Cumhurbaşkanı seçildi.

Anayasa'nın 101.maddesinin 2.fıkrası 2017 tarihinde 6771 sayılı Kanunla yapılan son Anayasa değişikliğinde aynen muhafaza edilmiş ve hiçbir değişikliğe uğramamıştır. Maddenin diğer hükümleri değişmiştir. Değişen hükümler, Kanunun halkoylaması sonucu kabulünün ilanı olan 27.4.2017 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş oldu.

Erdoğan, 24 Haziran 2018 tarihinde ikinci kez halkın iradesiyle Cumhurbaşkanı seçildi.

101.maddenin 2.fıkrası 2007'den itibaren zaten yürürlükte. Yürürlükten hiç kalkmadı. Hüküm yürürlükten kalkmış olsaydı bunu yeniden yürürlüğe koymak mümkün olabilirdi. O zaman zayıf da olsa 3.kez aday olabilme hakkı belki savunulabilirdi.

Olmayan bir hüküm yürürlüğe konulur. Var olan hükmün daha önce yürürlüğü durdurulmadan veya kaldırılmadan 2017' de yeni bir hükümmüş gibi yürürlüğe konulduğunu, dolayısıyla 3.kez seçilme olanağının doğduğunu haklı ve hukuki bir savunma olarak ileri sürmek pek tutarlı gözükmemektedir.

Anayasa'nın 116.maddesinin 3.fıkrasıyla 101.maddeye bir istisna getirildi. O da Cumhurbaşkanının 2.döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir hükmüdür. Erdoğan'ın tekrar aday olabilmesi bu şartın gerçekleşmesine bağlıdır.

Yazılarım netice itibariyle bu doğrultudaydı.

Son günlerde konu daha hararetli bir şekilde tartışmaya başlandı. TBMM Başkanı Mustafa Şentop, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum gibi yeni bazı aktörler ister istemez tartışmaya müdahil oldular.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir kez daha aday olmasının önünde hiçbir hukuki engel olmadığını bu yönde yapılan tartışmaların gereksiz olduğunu savundu ve Anayasa Komisyonu Raporunu işaret etti. Ayrıca konu ile ilgili makale yazacağını söyledi.

Amacım, yeni bir delil-bilgi ortaya çıkmış gibi Komisyon Raporunu inceleme ve yeniden değerlendirme yapmaktan ibarettir.

TBMM 26.dönem 2.yasama yılında AKP'li 316 milletvekili tarafından Anayasa'da değişiklik öngören bir kanun teklifi Başkanlığa sunuluyor.

Teklif Anayasa Komisyonunda görüşülüp rapora bağlanıyor. (Teklif no:2/1504, Rapor S.Sayısı:447) Rapor Genel Kurulda okunmuyor.(İçt:79) Ancak, uygulamada kürsüyü yöneten başkanlar, TBMM Genel Kurulunda bütün tekliflerde olduğu gibi konumuzla ilgili teklif için de '…….Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlıyoruz.' ifadesini kullanmışlardır.

Teklifin 8.maddesi ile Anayasanın 101 ve 102.maddeleri birleştiriliyor. Teklifteki 101.maddenin 2.fıkrası ile ilgili gerekçe şöyledir: 'Cumhurbaşkanının görev süresi yürütme iktikrarı bakımından beş yıl olarak belirlenmekte; bir kişinin en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebileceği hüküm altına alınmaktadır.'

Teklifin 12.maddesiyle değiştirilen 116.maddenin 3.fıkrasıyla ilgili teklifte herhangi bir gerekçe ortaya konmamıştır.

Komisyon raporunun, 5.4.'Teklifin Metni Üzerindeki Değerlendirmeler' başlığı altında komisyonda cereyan ettiği ileri sürülen bazı itiraz ve tartışmalara, yazım esnasında cevap verilmeye çalışıldığı ve yeni değerlendirmeler yapma gereği duyulduğu anlaşılıyor. Esas olan itiraz ve tartışmalara gerekli cevabı zamanında verip tutanaklara geçirmektir.

TBMM Başkanı Şentop'un sözünü ettiği ifade de söz konusu başlık altında aşağıdaki şekilde raporda yer almaktadır.

'Yine, yürürlükteki ve Teklif'te yer alan Anayasa hükümlerinde 'Cumhurbaşkanı' ifadesi aynen kullanılmakla beraber, mevcut hükümlere göre Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri ile yürütme içindeki konumu Teklif'le getirilen hükümlerde esaslı bir şekilde değiştirildiği ve bütünüyle farklı bir hükümet sistemi içinde Cumhurbaşkanının düzenlendiği açık bir husus olduğu için, teklifin kanunlaşması ile getirilen iki dönem seçilebilme imkanında bu düzenlemenin yürürlüğe girmesinden önce görev yapmış Cumhurbaşkanlarının görev dönemlerinin hesaba katılmayacağı tartışmasızdır.'(Rapor S.Sayısı:447, sayfa 40)

Bu değerlendirme ile Şentop'un belirttiği gibi gelmiş geçmiş bütün Cumhurbaşkanlarının daha önce hiç Cumhurbaşkanlığı yapmamış gibi addedilerek bundan sonra yapılacak cumhurbaşkanı seçimlerinde iki kez daha Cumhurbaşkanı olabileceklerine vurgu yapılıyor.

Komisyon raporunda konumuzla ilgili 101/2 ve 116/3' teki madde hükümlerinde hiçbir değişikliğin yapılmadığı ve teklifteki gibi aynen kabul edildiği görülüyor.

Burada önemli olan raporda yapılan bu değerlendirmenin, değerinin-ağırlığının ne derece hukuki anlam taşıdığı önem arz etmektedir.

Her şeyden önce İçtüzüğe göre komisyon raporları oylanmamaktadır. Teklifin maddelerine geçilmesi, maddeleri ve sonunda da tümü oylanmaktadır. Zaman zaman komisyon raporu ile kanun metinleri arasında mübayenet söz konusu olabiliyor. Esas olan kanunun metnidir.

Genel Kurulda görüşülen maddeyi, önergeyle değiştirmek veya düzeltmek mümkün olduğu halde, komisyon raporu üzerinde önerge verilmediği için düzeltme veya değiştirme yoluna gidilememektedir.

Anayasa'nın 101/2.maddesi, bir kimsenin 2 kez cumhurbaşkanı seçilebileceğini öngörmüş, bunun bir tek istisnasının 116/3 maddesindeki Meclisin erken seçim kararı almasıdır.

Anayasadaki bu genel kurala(2 kez seçilebilme), geçici kural ile istisna getirilmesi mümkün iken bu yola başvurulmamıştır. Bunun yerine rapora belirttiğim ifadeler derç edilmek suretiyle amaca ulaşılmaya çalışılmıştır.

Anlaşılan, teklif kanunlaşmadan bugün yaşanan tartışmaların farkına varılmış, ancak eksikliğin düzeltilmesi ve yaşanacak tartışmaları önlemek için geçici kural ile istisna bir hüküm getirilememiştir.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin son açıklamaları dikkate alındığında, o gün farkına varılan eksikliğin-boşluğun giderilememesinin sebebinin ortaklar arasında bir anlaşmanın olmamasından kaynaklandığı söylenebilir. Bu konuda bilgi sahibi değilim.

Diğer taraftan, Anayasanın ilgili maddesi '…..Cumhurbaşkanı seçilebilir.' İfadesini kullanmaktadır. Seçilen kişi Cumhurbaşkanıdır. Sistemin farklı veya yetkisinin çok olması kişiye daha fazla seçilme hakkı ve imtiyazı vermez.

Meclis tarafından, bir erken seçim kararının alınacağını ve tartışmaların son bulacağını ümit ediyorum. Karar YSK'na bırakılmamalıdır. Aksi takdirde tartışmalar devam edecektir.

EMEKLİ TBMM GENEL SEKRETERİ RAUF BOZKURT VEFAT ETTİ

Uzun yıllar TBMM yasama hizmetlerinde birlikte çalıştık. Hoşgörülü, sevilen, saygı duyulan ve her şeyden önce kalp kırmayan, gönül almasını bilen bir şahsiyete sahipti. Kuşkusuz hiç kimse mükemmel değildir. Rahmetlinin de kusur ve günahları varsa Allah'tan affını ve rahmetini dilerim. Mekanı cennet olsun. Ailesine ve sevenlerine sabr-ı cemil niyaz ederim.

Ünlü bir hoca çok sevdiği ölen bir arkadaşının mezarı başında bir konuşma yapma durumunda kalmıştı.

'Sevgili dostum, sen burada biraz uyu, biz bir dolaşıp gelelim!' diyerek kabrin etrafında bir tur atmış ve oradakilere veda edip ayrılmıştı. Hayat gerçekten de bir dönüp dolaşma gibi değil mi?

Pandemi ve sağlık nedeniyle cenazesine katılamadığım için üzgünüm. Ruhun şad olsun.