Aşk nedir?

Kişiye özel duygularla gelişir, yüreğine göre şekillenir.

Hissetme ya da algılamada farklılık gösterir.

İnsan bir aşka düştüğünde, “Sen çok farklısın, diğerlerine benzemiyorsun” gibi sözleri bolca kullanır. Oysa farklı olan âşık olduğu değil, tam tersi insanın kendisidir. Yaşadıkları aşkları değil, farklı bir şey yaşamak ister, aradığı farklı olduğu için bulduğu da farklı gelir.

Aşkta bir çıkar ilişkisi yoktur.

İnsan âşıksa âşıktır.

Âşık olmak için tanışmak ya da belli bir süreyi birlikte geçirmek gibi kavramlar yoktur.

Bir görüşte aşka düşebiliriz.

Oysa sevgi böyle değildir.

Dışarıda gördüğünüz insanı sadece fiziksel görünümüyle ilgi duymuş olsanız dahi sevemezsiniz. İnsanlar birbirini daha yakından tanıdıkça daha çok severler. İlişkilerde yalan söylememe, dürüst davranma, açık sözlü olmak sevginin çoğalmasına neden olur.

Sevdikçe saygı da artar.

Ve insan saygı görmediği hiçbir şeyi sevmez, bir zamanlar aşk duygusu beslemiş olsa da zaman içinde bu duygusu da yok olur.

Saygı, sevgiyi besleyen bir besin gibidir.

Saygının olmadığı yerde sevgide, aşkta fazla barınmaz.

Sevgi, birden fazla kişiye duyulan duygular, aşk ise bir tek kişiye beslenen sevginin ileri derece yansımasıdır.

Her şey değişmiş aşk değişmemiştir. Ne savaşlar ne yokluklar aşkı değiştirmeye gücü yetmemiştir. Aşk ateşe benzer. Yol üstünde gördüğü her şeyi yakıp yıkabilir. Yıktıkça, yaktıkça daha da güçlü hale gelebilir. Gücünü kendisinden alır. Ve bir gün her ateşin küle dönüşü olduğu gibi her aşkında sonu olabilir ama sevginin sonu olmaz.

Bunlar ve buna benzer duygular sevgi ile aşk arasındaki farklardır. [Aşk Yazarı Mustafa Çifci®- Şubat, 2011]