Bir yaşamak denilen anın ellerinde dolaşmaktı nefes alışımız…
Denizin içinde yürümek hayallerden yakın daha gerçekti bizim için…
Demirliyorduk gölgenin çekildiği güneş pergellerinde…
Güzel günleri düşlüyorduk buluta mandallı sulara karşı…
Eteğimizde çiçeklerin mor gezintisi, yerin kabuğunda güz esintisi
Ve böylece sakladık dünyayı sinemizde.
Sırtımızda taşıdık…
Görece bir zamanın tanıklığıydı insan emeği,
Tefrikasını söküp atacaktı toprak, ayırmadan birbirimizden bizi…
Ne çok şey biriktirdik pirüpak boşlukta
Ceketini giyip gitti Güneş…
Gözlerimizde canhıraş bir kara üzüm.