0

T.C Anayasa'sının 160 maddesinde Sayıştay 'Merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevlidir. Şekelinde tanımlanmış olup, Sayıştay'ın kesin hükümleri hakkında ilgililer yazılı bildirim tarihinden itibaren on beş gün içinde bir kereye mahsus olmak üzere karar düzeltilmesi isteminde bulunabilirler. Bu kararlar dolayısıyla idarî yargı yoluna başvurulamaz.' denilmektedir. Kesin hesap kanunu tasarıları, kanunda daha kısa bir süre kabul edilmemiş ise, ilgili oldukları malî yılın sonundan başlayarak, en geç yedi ay sonra, Bakanlar Kurulunca TBMM'sine sunulur. Sayıştay, genel uygunluk bildirimini, ilişkin olduğu kesin hesap kanunu tasarısının verilmesinden başlayarak en geç yetmiş beş gün içinde TBMM'ne sunar. Şeklinde hüküm yer almaktadır.

2010 yılında kabul edilen 6085 sayılı Sayıştay kanunu ile Kamu harcamaları ve gelirlerinin AB kriterleri esas alınarak Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Uluslararası denetim standartlarına göre Sayıştay tarafından denetlenmesi öngörüldü. Sayıştay Yasası'nın 38'inci maddesinde ise "Dış denetim genel değerlendirme raporu ile Kurulca görüş bildirilen kamu idarelerine ilişkin denetim raporları Sayıştay Başkanınca genel uygunluk bildirimi ile birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur." Hükmü mevcuttur.

Bilindiği gibi demokratik olan her ülkede hükümetler kamu ait gelirleri toplamadan ve kamu ait fonlarını kullanmadan önce, parlamentodan gerekli izni almak için bütçe yaparlar ve bütçe için izin alırlar. Bütçede belirlenen her hesap dönemin sonunda hükümetler kamu fonlarını parlamentonun verdiği yetkiye uygun olarak kullandığını göstermek için 'Mali hesap verme sorumluluğu' ile bu faaliyetleri açıklamakla zorunludur. Sayıştay tarafından TBMM gönderilen raporları üzerinde her yıl bütçe görüşmelerinde iktidar ile muhalefet arasında ciddi tartışmalar yaşandığı bilinmektedir.

Kamuda görev yapan yöneticilerin, 'Kişisel davranış ve tasarrufları için hesap verme Sorumluluğu'nun yanı sıra yönetimsel davranış ve tasarrufları içinde 'Kamu Yönetimi Hesap Verme Sorumluluğu' bulunmaktadır. Hesap verme sorumluluğunun araçları kişisel olarak mal beyanı, kamu yönetimi açısından da genel faaliyet raporu ve kamu idareleri faaliyet raporlarıdır. Şüphesiz kamu harcamalarının, kaynakların kullanımında hükümet ve icracı kurum/kuruluşlara belirli kurallar içinde bir tolerans/esneklik tanınmaktadır, bu tolerans hiçbir şekilde sınırsız değildir. Bunun sınırları/çerçevesi hesap verme sorumluluğu ile belirlenmiştir.

Demokratik ve çağdaş ülkelerde kamu yönetimi anlayışının en temel üç öğesi 'Sorumluluk, Şeffaflık ve Hesap verilebilirlik' tır. İster seçilmiş, ister atanmış olsun, kamu kaynaklarının kullanımında karar sahibi olan her yöneticinin yönetim kararlarından dolayı hesap vermesi asılı görevlerinden biridir. Yönetim/Yönetici açısından nitelikli bir sorumluluk olan hesap verme sorumluluğu, 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu 'nun 'hesap verme sorumluluğu' başlıklı 8.maddesinde; 'Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanlar, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludur ve yetkili kılınmış mercilere hesap vermek zorundadır.' şeklinde yer almıştır. Hükümetlerin ise icraatları sonucu, parlamentoya karşı siyasi hesap verme sorumluluğu bulunmaktadır.

Bir vatandaş olarak benim, ödediğim her kuruş verginin nerede, neye ve nasıl harcandığını bilmek benim en doğal hakkımdır. Bütçe üzerinde tasarrufta bulunan siyasi iradenin ve hükümetinde bu konuda vatandaşa hesap vermesi onun en asli görevidir.

2018 Yılı bütçe görüşmeleri hazırlıklarının yapıldığı bu günlerde hem hükümet hemde muhalefet kanadında yer alan milletvekillerine diyorum ki 'Hesap vermek bir erdemliktir.' Milletin sana verdiği yetki ile dün harcanan, yarın harcanacak olan aziz milletimizin ödediği her kuruş verginin hesabını vermekten ve sormaktan kaçınmayın. Bugün belki hesap vermekten kaçanların suçlarına ortak olup insanları/kamuoyunu aldata bilirsin ancak 'Yarın mahşerde Mahkeme-i Kübra'da vereceğin hesabı düşün.' ve Hak'kı aldatamayacağını unutma.

'Rabbim Bizleri Hakkı Hak Bilen Kullarından Eylesin,

Hakkı Rant Bilen Kullarında Korusun.'(mba)