Bu yıl başına kadar gündemde dijitalleşme çağında yaşadığımız gerçeği ile davranıyorduk. Ancak 2020 yılına girdiğimiz günden bu yana gündem değişti. Gündemde korona salgını ön plana çıktı. Gündemin akışına bakıp artık yaşadığımız çağa korona çağı diyebiliriz.

Korona çağında öne çıkan kavramlar 'temas', 'izolasyon', 'sosyal mesafe' ve 'karantina'. Bu kavramlar küreselleşme sürecinde bir köye dönüştüğü konuşulan dünyamızın küreselleşme bağından uzaklaşarak insanların aile bağlamında aile düzeyinde bir yaşama mahkum olduğu gönüllü hapishanelere dönüşmesini tanımlıyor.

Aslında kullanılması gereken kavram 'karantina' kavramıdır. Ancak her ülkede karantina kavramı geçmişteki birçok olumsuzluğu hatırlattığı için yerine sosyal izolasyon kavramı kullanılarak, karantinanın çağrıştırdığı sokağa çıkma yasağı gündemden düşürülmeye çalışıldı. Aslında bütün ülkeler korona salgınına yakalanırken hazırlıklı değildi. Gerekli önlemlerin alınması için zamana ihtiyaç vardı. Bu nedenle korona virüsünün yayılmasını geciktirmek için karantina yerine temas azaltılsın, sosyal mesafe korunsun, gönüllü evde kal denilerek ancak belli yaş grupları için (ülkemizde 65 yaş üstü ve 20 yaş alt) zorunluluk ile bazı bölgelerde karantina uygulandı.

Korona çağına girmiş olmamıza ve virüsün ne zamana kadar süreceği belirsizliğine rağmen yaşama devam ediyor ve devam etmesi zorunluluğu kaçınılmaz bir gerçek olacak.

Bu satırların yazıldığı sırada İçişleri Bakanlığı'nın yarın ve bu yazının yayınlanacağı Pazar gününü kapsamak üzere 30 Büyükşehir ve Zonguldak ili olmak üzere 31 şehirde iki gün süreyle sokağa çıkma ilan edildi.

Sokağa çıkma yasağı iki haftadan beri bekleniyordu. Korona virüs şakadan ve yaşamın gerçeklerinden anlamıyor, yayılmaya devam ediyordu. Bu konuda hiç kimse suçlanamaz. Ama gerçek olguların üstü de örtülemez.

Allah'tan dünyamızı, insanları ve özellikle vatandaşlarımızı korumasını dileyeceğiz. Ama bizler, yani insanoğulları üstümüze düşeni yaparak teması azaltan, sosyal mesafeyi koruyarak sosyal izolasyonu kendi kendimize biz uygulamalıyız. Bunun adı 'öz karantina'dır. Sağlık ve huzur içinde mutluluk getirecek bir geleceği inşa umudunu yitirmeyen bir yaşama doğru yürümek için güçlü ve mücadele ruhuna sahip olmak zorundayız.