0

Bir hafta sonra Anayasa Referandumu gerçekleşecek. Bugüne kadar TV ekranlarında; referandumda 'Evet' ve 'Hayır' oyu kullanacak siyasilerin miting ve salon toplantılarındaki konuşmalarını ve söyleşilerini izledik.

Bu toplantı ve söyleşilerde iki tarafın da Türkiye'nin yarınını şekillendirecek düşüncelere az verildiğini gözlemledik. Konuşmaların önemli kısmı seçmenin davranışlarını etkilemeyecek nitelikte olup karşı taraf olan siyasilere ağır eleştiri düzeyindedir. Bazen hakaret içeren bu söylemlerin zaten oyu belli olan karşı tarafa yakın olan seçmenlerin oyunu etkilemeyeceği kaçınılmaz bir gerçek. Ancak söylemlerde kullanılan dil, karşıt tarafı aşağılayıcı düzeyde olunca, aslında kendi taraftarı olan ve hala kararsız olan seçmenleri olumsuz etkilemektedir.

Görünür verilere göre referandumun sonucunu tayin etmek zor. Sonucun, Anayasa Değişikliğini kabul ya da red edeceğini bugünden kestirmek zor. Ancak son hafta içinde söylemleri yumuşak ve dili kucaklayıcı olan tarafın ağır basacağını ve bu yaklaşımın sonucu belirleyeceğini tahmin ediyorum. Bu tahminim özellikle sokağa yansıyan belirsiz ve çekingen davranışlara dayanıyor.

Referandum sonucunun kestirilememesinin bir diğer yönü ise dünyadaki gelişmelerden ve Türk dış politikasının rotasındaki belirsizlikten kaynaklanıyor. Bu yazının kaleme alındığı saatlerde, ABD Suriye'nin Şavrat hava üssüne yaptığı füze saldırısı ve İsveç'te yaşanan terör faciası, Dünyayı değiştirecek sıcak günlerin başladığını gösteriyor. İçinde yaşadığımız coğrafyada dünyayı saran bu kaotik durumdan Türkiye'nin çıkışı için, toplumsal uzlaşıya dayanan bir ulusal dış politikaya ihtiyaç var. Bu gerçek bile referandum sonucunu etkileyecek nitelikleri taşımaktadır

Referandumu etkileyecek diğer bir husus çeşitli TV ekranlarındaki programlara katılan gazeteci, yorumcu ve akademisyenlerin söylem ve davranış biçimleridir. Özellikle evet taraftarı konuşmacıların agresif yaklaşımları iktidarı destekleyen ama kararsız olanların düşüncelerini olumsuz etkilemektedir.

Referandumun sonucu ne olursa olsun Türkiye'yi zor günler beklemektedir. Propagandanın son haftasına girerken bu gerçek unutulmamalıdır.

Sonuç, Evet mi? Hayır mı? Olacak. Daha belli değil…