0

Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy Çanakkale de Osmanlı Ordusunun karşında savaşanları 'Eski dünya, yeni dünya, bütün akvam-ı beşer Kaynıyor kum gibi, tufan gibi,mahşer mi, hakikat mahşer Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk, Sade bir hadise var ortada; vahşetler denk Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela' diyerek Osmanlı ordusunun birkaç devletle değil bütün dünyaya karşı savaştığını çok güzel bir şekilde ifade etmiştir.

Düşmanın sayısal ve silah olarak üstün olduğu ve bunun taarruza dönüştüreceği bir anda olayın önemini bilen başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk' ün Çanakkale de 57. alayın askerlerine hitaben 'Benimle beraber burada muharebe eden bütün askerler kesin olarak bilmelidir ki, bize verilen namus görevini eksiksiz yapmak için bir adım geri gitmek yoktur. Uyku, dinlenme aramanın, bu dinlenmeden yalnız bizim değil, bütün milletimizin sonsuza kadar mahrum kalmasına sebep olacağını hepinize hatırlatırım. Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum'' dedikten sonra tüm askerlerin ölüme koşar adımlarla gidişinden geriye Mustafa Kemal'in Askerlerinden kalan bir mirastır Çanakkale.

Adı künyede, soyadı hilal de yazılı kınalı kuzuların al bayrak olduğu mekandır Çanakkale.

'Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır' meşalesinin yakıldığı ilk ateştir Çanakkale.

Milli şairimiz Mehmet Akif'in 'Çanakkale Şehitlerine' hitaben yazdığı şiirinde;

Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,

Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!

Asım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.

diyerek övgüyle bahsettiği ideal Türk gençliğini gelecek nesillere anlatmaktadır.

Çünkü

Çanakkale, sönen bir ateşin küllerinden bir milletin yeniden doğuşudur.

Çanakkale, anaya, babaya evlada özlem,

Uykusuz gecelerde uyku niyetine sevgiliye hasrettir.

Çanakkale, yokluklar içinde yok olmaya mahkûm edilen bir milletin dünyaya haykırışı haksızlığa başkaldırışıdır.

Aradan 100 yıl geçtikten sonra bugün yine Türk Milleti ve Anadolu iç ve dış güçlerin aynı saldırısıyla karşı karşıyadır.

Bunun için gün birlik olma günüdür; gün Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türk milletinin egemenliğini savunma günüdür. Gün millî varlığımızı güçlendirmek ve üniter devlete yönelmiş tehditleri bertaraf etme günüdür.

Gün başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere açtığı bu kutlu yolda mücadelemizi kaldığı yerden aynı şuur ve heyecanla sürdürme günüdür.

Gün bizim çocuklarımız gülsün diye kendi çocuklarını yetim bırakan yiğitlere yar olma günüdür.

Bugün üstad Nihal Atsızın kahramanlık şiirindeki dizelerinde söylediği gibi

Sızlasa da gönüller düşenlerin yasından, / Koşar adım gitmeli onların arkasından.
Kahramanlık; içerek acı ölüm tasından / İleriye atılmak ve sonra dönmemektir. (N.Atsız)

Gün Çanakkale geçilmez diyerek şahadet şerbetini içmek için hakka koşanlara yoldaş olma günüdür.

Çünkü Çanakkale'yi geçilmez yapan vatan sevgisi imandan bilip zaferi namlunun uçunda görüp ona doğru koşanlardır.

Kül olma zamanı gelmiştir artık. Gün bu küllerin arasından bir kıvılcım yakma zamandır.

Gün Çanakkale'de yakılan "Tam Bağımsızlık" ve "Kayıtsız Şartsız Milli Egemenlik" meşalesinin yeniden yakılarak yükseğe taşınmasıdır.

Ne de güzel söylemiş Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 'Dünyanın hiç bir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir asker yoktur' sen var oldukça 'Bu memleket tarihte Türktü, halde Türktür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır.'

Türk gençliği unutma, unutturma dünya bizleri bütün tarihi boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir millet olarak vatana, millete, bayrağa, olan sevdamızdan bildiler.

Yalnız ve güzel ülkem Türkiyem dört tarafı düşmanlara çevri iken birde içerden ihanet saldırısı altında unutmayalım ki bu millet her şeyi affeder, ama hainleri asla affetmez.

Çanakkale şehitlerimizi, Güneydoğu şehitlerimizi ve Demokrasi şehitlerimizi rahmet ve şükranla anıyoruz.

Ruhları şad, mekanları cennet olsun.