CHP'li seçmen Karamollaoğlu'nu alkışlamadı…

 Dün Ankara ATO Kongre Merkezinde 6'lı masanın ortak politikalar mutabakat metni töreni vardı. 6 partiye mensup, 5 bin parti üyesinin katıldığı tanıtım toplantısının heyecan veren tek noktası liderlerin salona girişi ve sahneye mutabakat metni ile çıkması oldu.




Oturum düzeninde basın mensuplarına ayrılan bölüme ilk konan CHP'li seçmenler oldu. Bu da birçok basın mensubunun ayakta kalmasına sebep oldu. Kurumsal anlamda partilerin organizasyon tecrübesi olmasına karşı çok zayıf bir planlama yapılmıştı.




Genel oturum düzenini değerlendirecek olursak, 6 lider ön sırada otururken, yanlarına komisyonda yer alan genel başkan yardımcıları ve sunumu yapacak isimler vardı. İlk sırada ayrıca CHP'nin Büyükşehir Belediye Başkanları otururken, arka sırada partilerin genel başkan yardımcıları ve milletvekilleri yer aldı. Yine de Oğuz Kaan Salıcı gibi isimler ayakta kaldı. Yerim nerede diye söylenen Salıcı, sadece söylenmekle yetindi. Ben ise merdivende oturup, yanımdaki gazeteci arkadaşım Zeynep Gürcanlı ile değerlendirme yapmayı tercih ettim.




Liderlerin salona girişinde isimleri anons edildiğinde en fazla alkışı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu alırken, ilginç olan CHP'li seçmenlerin Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nu alkışlamamasıydı.




Salona giriş yapan Büyükşehir Belediye Başkanları arasında en popüler olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olurken, en zayıf kalan isim ise salondan karşılık bulamayan eski vekil Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu oldu.




Salonda partililere eşit oranda koltuk ayrılmadı. Katılımın ekseriyeti CHP ve İYİ Parti teşkilatları olurken, Saadet, Deva, Gelecek ve DP az oranda katılım sağladı.




9 başlık altında toplanan mutabakat metni, adeta seçim bildirgesi niteliğindeydi. AK Partiyi eleştirseler de yeni Türkiye vizyonuna karşı farklı bir perspektif konulamadı. Daha çok tek adam rejimine vurgu vardı.

11.30'da başlaması ön görülen buluşma toplantısı, liderlerin 11.40'da gelmesiyle başladı. Kameraman ve foto muhabirleri için çalışma alanı oluşturulmaması başka bir acemiliği de beraberinde getirdi. Oysa CHP'nin kurumsal kimliği ve deneyimiyle daha başarılı bir organizasyon yapılabilirdi.




Özellikle her fırsatta yandaş medya diye tanımladıkları ana akım medya temsilcilerinin davet edilmesi ve bu isimlerinde katılım göstermesi siyaset ve medya demokrasisi adına önemli bir zeytin dalının uzatılmasını gösteriyordu. Ama yine de katılım göstermeyen Ankara Temsilcileri olurken, kurumların muhabirleri katılım sağladı.




Mutabakat metninin tüm içeriği aslında tek adam rejimi ve ondan kurtulmaya yönelik bir söylem içeriyordu. Oysa iktidara talip olan bu partilerin heyecan verecek söylem ve vaatlerinin daha güçlü olması gerekirdi.




CHP adına Faik Öztırak ve Gelecek Partisi adına Halil Çanakçı dışındaki diğer 4 partinin içerik konuşmasını yapan isimler salondaki enerjiyi çok düşürdü. Öyle ki katılımcıların ekseriyeti ya cep telefonuyla oyalandı, ya da hafif şekerleme yaptı.




Günün sonunda gözlemim ne oldu diye sorarsanız; 6'lı masanın koalisyon süreci sancılı geçecek.. Hataları tek adam üzerine kurulan bir siyaset ve söylem oldu...