Ekonominin gelişmesi, büyümesi ve yaratılan katma değerin adil dağıtılması, sağlıklı ve gerçek bir hesaplaşma düzeninin kurulmasına bağlıdır. Hesaplaşma düzeninin güvenilir olması şeffaflık ve denetim ile sağlanır.
Muhasebe mesleği ile uğraşanlar, başlangıçta kuruluşların (işletmelerin) ekonomik nitelikli işlem ve olaylarının saptanması, sınıflandırılması, kaydedilerek değerlendirilmesi, özetlenerek raporlanması faaliyetlerini ve/veya yönetim amaçlı muhasebeleştirme ve raporlama faaliyetlerini yürüttüler. İşletmeler büyüdükçe şeffaflaşma ve hesap verebilirlik önem kazanınca; hazırlanan finansal raporlar ile finansal bilgilerin gerçek ve doğru bir şekilde sunulması gereği doğmuş, muhasebe mesleği denetim boyutunda gelişmeye başlamıştır.
Ülkemizde muhasebe mesleğinin denetim boyutu hep ikinci plana atılmış, muhasebe meslek mensupların denetçi olarak gelişmelerini sağlayacak düzenlemeler hep ertelenmiştir. 1970'lerde iş hayatındaki gelişmelerle birlikte ülkemizde denetim hizmetlerine talep başlamış, 1980'li yıllarda sermaye piyasasının düzenlenmesi ile birlikte denetim talebi artamaya devam etmiştir. Ancak yasal denetim hizmetlerine talep ertelendikçe muhasebe meslek mensuplarının denetim faaliyetleri sınırlı olarak geliştirmiştir. 6102 Sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu ile uzun yıllardır beklenen yasal denetim hizmetleri, gelişmiş ülkelere benzer şekilde düzenlenerek yasal denetim zorunluluğu getirilmiştir. Bu düzenlemelerle birlikte iki önemli sorun gündeme gelmiştir. Birinci sorun denetim yetkisi kullanacak meslek mensupları nasıl belirlenecek ve denetim yetkisi kullanacak meslek mensuplarının denetleyecekleri müşteri işletmeler için denetim firmalarında (veya denetim bürolarında) rehber olarak kullanacakları standart denetim yöntemlerini ve denetim tekniklerini nasıl geliştirecekler. İkinci sorun ise hangi işletmeler için yasal denetim yaptırma zorunluluğu uygulanacaktır.
Birinci sorunun birinci aşaması 660 Sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu Kanun Hükmünde Kararname ile çözümlenmiştir. İkinci aşama ise Denetçiler 'kurumsal bir denetim süreci' oluşturdukları takdirde, denetim hizmetini yüksek kalitede ve beklentilere yanıt verecek şekilde tamamlanmaktadır. Bu nedenle her denetim firmasının (denetçi bürosunun) hazır bir denetim rehberine sahip olması gereklidir. Günümüzde, dört büyükler dahil, dünyanın büyük ve küçük ölçekli denetim firmaları kendilerine özgün bir denetim rehberi geliştirmişlerdir.
İkinci sorun ise her yıl Cumhurbaşkanı tarafından yayımlanan kararnamedeki belirlenen eşiklere göre saptanmaktadır.