Çocuğun kendisini güçlü göstermek için başka bir çocuğa karşı uyguladığı kontrolsüz, doğal zannedilen ancak sonuçları son derece vahim olan her türlü sözlü ve fiziksel zararın adı zorbalık. Türkiye bu konuda ne yazık ki Dünya genelinde 4. sırada. Çocuklara verilen cezalarla önüne geçilmesi oldukça zor görülen bu konu belki de derslere eklenecek nezaket dersleri, aile içindeki iletişimin sağlamlaşması gibi basit önlemlerle düzelecek bir sorun.

Çocuklar yaptıkları zorbalık neticesinde gördükleri itaat, saygı, korku nedeniyle bu yaklaşımlarını devam ettirebiliyor hatta arttırabiliyor. Çünkü tüm bu hissedilen duygular onlar için bir ödül, bir motivasyon kaynağı oluyor.

Empati yoksunluğu kaynaklı oluşan zorbalık durumu genel olarak aile içinde zorbalığa uğrayan çocuğun bunu normalleştirmesi ve kendinden daha zayıf olan bir çocuğa aynı davranışı uygulaması ile sürüp gidiyor.

Çocukların okulda birbirine saldırması, bunu sosyal medya üzerinden yayınlaması, kız ya da erkek fark etmeden şiddeti içselleştirip normalleştirilmesi yaygınlaşan ve tüm aileleri korkutan bir sorun.

Akran zorbalığı yaşamasa ya da yaşatmasa bile gördüğü şiddet eylemleri, sözlü – fiziksel taciz karşısında sessiz kalan- bunu izleyen çocukların durumu da ayrı bir vaka.

Zorbalık uygulayan çocuklara bakıldığında; güç duygusundan hoşlandıkları, hakkı olandan fazlasını alma eğiliminde oldukları, popülerlik arayışında oldukları, sert ve dayanıklı olarak görülmek istedikleri, kendilerini yetersiz ve aşağılanmış olarak hissetmekten korktukları ve başkaları tarafından beğenilmek istediklerini görüyoruz.

Çocuklarımızın yaşadıkları zorbalığı ister sözlü – ister fiziksel olsun bize anlattıkları zaman onların şikayetlerini dinlemek, dile getirmelerini desteklemek önemli. Ayrıca zorbalığı ele veren çocuğun ispiyoncu olarak yaftalanmaması yaşadıklarını aktarmasına yardımcı olur.

Zorbalığa uğramak hiçbir çocuğun kendi hatası değildir. Hiç kimse zorbalığı hak etmez. Bu nedenle yardım istemek utanılacak, çekinilecek bir durum değildir. Çocuklarımıza güvendikleri kişilere yaşadıkları zorbalığı anlatmaları gerektiğini öğütlemeliyiz.

Rahatsızlık yaşanılan bir durum karşısında şiddete başvurmadan çözüm üretmenin önemini ve gerekliliğini çocuklara küçük yaşta aşılamalıyız. Bazı durumlarda sakinleşmek için sorun yaşanılan yerden uzaklaşılması gerekir. Bu asla kaçmak değildir. Çabalamaya rağmen çözülemeyen sorunlarla karşılaşıldığında öğretmen veya aileden yardım istemek ve destek almak gerekir. Çocuklarımız bizim en kıymetlimiz ve biliyoruz ki hepimizin çocuğu kendimize göre en en en mükemmel olanı. Bu nedenle onlara zor kullanmayı, güç gösterinde bulunmayı, kötü söz söyleyerek savunmaya girişmek öğretmek onların ruhlarında istemeyeceğimiz kötülüklerin tohumlarını atacaktır. Zamanla bu tohumlar büyüyerek başka çocuklara, başka canlara zarar verecektir.