Bir anne-baba için en büyük endişe, çocuğunun sağlıklı büyüyüp gelişmesidir. Yemesi, içmesi, uykusu hep takip edilir. Ama ya fark etmeden çocuğumuza zararlı bir şey yediriyorsak? Son yıllarda gıda sektöründe yapılan hileler ne yazık ki büyüyen bir sorun. Zeytinyağının içine başka yağ karıştırılıyor, bal diye glikoz şurubu satılıyor, süt ürünleri katkı maddeleriyle dolduruluyor. Etiketlerde “doğal”, “organik”, “katkısız” gibi kelimeler yazıyor ama gerçek çok başka olabiliyor.
Yetişkinler belki bu ürünlerin etkisini hemen hissetmeyebilir. Ama çocuklar? Onlar vücutlarını daha yeni inşa ediyor. Bir çocuğun kemik gelişimi, bağışıklık sistemi, beyin sağlığı — hepsi yediği gıdayla doğrudan bağlantılı. Hileli ürünler, bu doğal gelişim sürecini sessizce bozabiliyor. Düşünsenize, peynir diye yedirilen bir ürün aslında katkı maddesiyle dolu bir karışımsa... Ya da kahvaltı niyetine verilen ballar sadece şeker ve renklendiriciden oluşuyorsa… Bu sadece bir aldatmaca değil, çocuklarımızın sağlığını riske atmak demek. Üstelik bu gıda hileleri sadece fiziksel gelişimi değil, zihinsel gelişimi de etkiliyor. Kalitesiz besinler çocukların dikkatini azaltıyor, öğrenme hızlarını düşürüyor. Hatta bazı katkı maddeleri, hiperaktivite gibi davranış sorunlarını bile tetikleyebiliyor.
Peki biz ne yapabiliriz? Her şeyden önce bilinçli bir tüketici olmalıyız. Etiketleri okumayı alışkanlık haline getirmeliyiz. Ucuz ama şüpheli ürünleri almamalıyız. Yerel üreticilere, güvenilir markalara yönelmeliyiz.
Ancak “organik” kelimesine de sorgusuz güvenmemeliyiz. Ne yazık ki bazı ürünler sadece ambalajında “organik” yazdığı için sağlıklı sanılıyor. Oysa içeriği ve üretim şekli incelendiğinde birçok “organik” ürünün, bu tanımı sadece pazarlama aracı olarak kullandığı görülüyor. Gerçekten organik olup olmadığını anlamak için sertifika bilgilerine ve üretici detaylarına mutlaka bakmalıyız.
En önemlisi, çocuklarımıza da bu bilinci aşılamalıyız. Her doğal görünen ürün doğal değildir. Her organik yazan da gerçekten organik olmayabilir. Çünkü çocuklarımızı korumak sadece onları sevmekle olmaz.