İnsanlar okuyarak bilgi sahibi olabilirler.
Her bir kitapta biraz daha genişler düşünce dünyamız ve o güne kadar bilmediğimiz şeyleri öğreniriz.
Ortak bir noktada karar vermenin yolu yine en çok okumaktan geçer…
Çünkü edindikleri bilgiyi kültür olarak çevrelerine, ailelerine, arkadaşlarına, dostlarına, sevdiklerine aktarırlar.
Hepimiz bu dünyayı düşünebildiğimiz kadar yaşarız.
Bilmediğimiz her ne varsa bizim dünyamızın dışında kalır ve bizler var olduklarının dahi farkına varamayız.
Eğer insanlık tarihi, eğitime ve sanata daha çok hizmet etmiş olsaydı, bugün dostluğun ve aşkın kıymeti şimdi olduğundan daha çok iyi anlaşılırdı.
Eğer insanlık tarihi okuma yolunda ilerleme sağlayabilmiş olsaydı, hiç şüphesiz ilerlemeler böyle yüzyıllar almazdı.
Ve mutluluk artar, şu an olduğumuzdan daha çok mutlu olurduk.
Ama böyle olmadı işte…
Yuvarlak bir taşın tepelerden aşağılara kolayca yuvarlandığını yüzyıllar boyunca görüldü ama tekerleğin icadı yüzyıllar sonra keşif edildi.
Çevremize bir bakalım; ne kadar basit, ne kadar sıradan ve dengesiz ilişkiler yumağında ve didişmelerle akıp geçiyor hayat, değil mi?
Doğru dürüst hangimizin bir sosyal bir yönü var ki?
Yok.
Olsa da çok az…
Var olanlarda kendi küçük dünyalarından fazla bir şeyleri de yok.
Piknik yapıp, mangal yakmayı sosyalleşme sananlar, çöplerini orada bırakıp giderler.
Sanatın yüceliğinden uzaklaştıkça birey olma sorunlarının arttığı da bir gerçektir.
Eğitim tam amacına ulaşmış olsaydı, insanı insan yapan değerlerin daha önemli olurdu.
Çünkü bilincinde olurduk birgün herşeyin biteceğini, sona ereceğini.
Bir yerde bir şey yaparken diğer yanda bir şeyleri de bozmazdık.
*
Bizler mesleki bilgi ve tecrübemizin dışında çok bilmiş halimizle her yerde nutuklar atabilir ama kendi mesleğimizle ilgili çok az şey biliriz.
Mesela birilerine rastgele herhangi bir konuda bir soru soralım, hemen bir şeyler söyler oysa söylediği konularda bilgisi ve eğitimi yoktur.
En kolay olanı şikayet etmektir, hep şikayet ederiz.
Kışın kar yağışından, baharın çamurundan, yazın sıcağından her zaman şikayetçi olmuşuzdur.
Çünkü mutlu değilizdir adam gibi.
Tam olarak ne aradığımızı, neden aradığımızı sorgulama düşüncemiz ne kadar gelişmiştir?
Olayları duygusal halimizle değerlendirme yaparız ilk önce…
Okumayan bir insan beyni nasıl gelişecek ki?
[Aşk Yazarı Mustafa Çifci- 2004]