Ortadoğu coğrafyasında yaşayan Türkler, Araplar, Kürtler vd birbirini iyi tanır, bilir. Bu milletler, akrabadır, komşudur, hemşeridir, bazen sevişir bazen dövüşür fakat asırlardır aynı coğrafyadaki tarih anlatısının içinde birlikte yer alırlar.

Öte yandan Ortadoğu’nun Ortadoğulu olmayanı, bu topraklarla ruh ilgisi bulunmayanların ve buna karşın Ortadoğu’nun ortasında Nil’den Fırat’a kadar utanmadan hak iddia edenlerin şaşılası ülkesi, İsrail’dir. Değil dedelerinin, birçoğunun babasının mezarının bile olmadığı Filistin topraklarını, kendi tarihî mirası olarak görmek ve üstüne komşu ülkelerin topraklarına saldırmak, 21. yüzyıl dünyasında aklın sınırlarını zorlamaktadır.

Aylardır -hatta yıllardır-, İsrail’in egoistçe çıkarları uğruna Ortadoğu’yu kana boyadığına şahit oluyoruz. Osmanlı Devleti’nin dağılmasından sonra gün yüzü görmemiş toprakların mazlum milletleri, işgal devleti İsrail’in 1948 yılından beri saldırılarıyla karşı karşıya kalıyor. Dünyanın, tarifi imkânsız korkaklığına karşın cesareti tarihe geçen Gazze ise ceberrut devletin acımasızlığını bütün yönleriyle gösterdiği son toprak parçası olarak gözümüzün önünde yok ediliyor.

Hepinizin bildiği gerçeği yinelemek acı veriyor ancak işgal devleti, Gazze’de açıkça soykırım suçu işliyor. Gazzelilerin -maalesef aralarında din kardeşleri, ırk kardeşleri de olan- bütün dünya, sözcüklere sığmaz bu felâketi, kınamalar, yürüyüşler, sloganlar, boykotlar arasında sadece seyrediyor.

Dünyanın, sadece adalet arayan insanları, şehirlerin caddelerinde Gazze için yürürken Amerika, Almanya gibi bazı devletler, İsrail’e destek olmaktan çekinmiyor. Sevimsiz Almanya, siyonist rejime destek vermekle Yahudileri gözünü kırpmadan yok ettiği soykırım suçundan kurtulacağını sanıyorsa aldanıyor ve lekeli tarihine, Gazze’deki soykırıma destek olma suçunu da ekliyor.

Binlerce Gazzeli, kadın, çoluk çocuk demeden katledilirken Gazze yerle bir edilirken ilaçsızlık, açlık, susuzluk Gazze’yi kuşatmışken İsrail, hiçbir şekilde cezalandırılmıyor. Müslümanlar, el açıp dua ederken kimse işgal devletine taş atmaya yanaşmıyor. Gazze’de silahlı işgal gücünün, adaleti kan dökerek yere sermesine, artık insanlık için harflerden başka bir anlam ifade etmeyen BM seyirci kalıyor.

Kibrin azdırdığı acımasızlık, İsrail’in ruhuna işlemiş durumda. Ancak akıp giden zaman, Ortadoğu’da gerçeğin ne olduğunu elbette bu devlete öğretir.

Tarih, birkaç zafer kazanıp kendini bütün dünyanın efendisi sanan liderlerin, toplulukların, sonunda yaşadıkları ibretlik felâket hikâyeleriyle dolu…