Rahmeti bol olsun cennetmekan Erbakan Hocam, merhum Uğur Mumcu ile röportaj yapmış, kaset çözümü bize kalmıştı. Tekke arkadaşı Turgut Özal için ağır şeyler söylenmesi beklenirken 'Turgut Özal yumuşak demir gibidir' deyivermişti. 'Saf demir kolay şekil alabilir ve paslanabilir' demişti. Ne olduğundan değil, daha çok nerede durduğuna vurgu yapmıştı. Şimdi bakıyorum da şekilden şekile girmiş, gelen giden Gladio ustalarının elinde kullanıma hazır, ümmete fırlatılacak okların demir çubuklarına dönmüşlere bilindik türkünün nakaratları geliyor aklıma:

Gladio'nun kolları, büklüm büklüm yolları.

Cumhuriyet'in 100'üncü yılına kalmadan Türkiye'yi siyaseten, ekonomik anlamda dizayn etmek isteyen güçlerin 2019 yılının başından bu yana, on yıllardır uykuya yatırdığı 'hücrelerini' uyandırmaya başladığını görüyoruz. Hiç beklenmeyen bir yerden mantar gibi biten, her yırtıkta 'ben buradayım, hizmete hazırım' diyen siyasilerin, gazetecilerin, yazarların her gün bir yenisi ekleniyor. İmam Hatiplere, 'dindar nesil yetiştireceğiz' sözlerine efelenen, öykünen Milat Gazetesi yazarı Ufuk Coşkun'a karşı eleştirilerimi şimdilik başka yazıya kadar saklı tutuyorum. Ancak bu ismin Pervin Buldan, terörist başı Öcalan görüşmesinde şu şekilde geçtiğini hatırladım:

'Buldan: Türk yazar olan Ufuk Coşkun'un yazdığı ve özellikle size iletmemi istediği 'Kürtüm, doğruyum, çalışkanım ve Merlin Stone'nin Tanrılar Kadınken kitaplarını getirdim.

-Öcalan: Ha o kitap gelmişti.'

Bir kere daha yazayım. Hırsızlık bir yumurtadan, hayat kadınlığı bir öpücükten başlar…Yakayı bir kere kaptırırsan, ettiğin tövbe yeni müşteri gelene kadardır.

Siyaset dış politika gibi çetrefilli bir döneme girdi. Siyaseten uyuyan hücreler bir bir uyandırılıyor. Uyanma işlemi Cumhur ve Millet ittifakını oluşturan cephelerde ve partilerin özellerinde yoğunlaşıyor. Erdoğan'ın önünde yaşanan iki parti kurmayının kavgası yumruklaşma olmadan Cumhurbaşkanı tarafından engellendi. İki isimde parti içinde iki kutbun temsilcisi durumunda. Erdoğan'ın Beyaz Saray'daki heyetine bakarsanız kazanan ismin nasıl da ödüllendirildiğini görürsünüz. Bu kavga suyun yüzüne çıkan, görünen kavga…Ya görünmeyip, duyulmayanlar…

Erdoğan'ın ABD ziyareti sonrası parti için mesai harcayacağını belirtmiştik. Ak Parti kadar Ali Babacan ekibinin sondajı, sevkiyatı önemli. Bu aradayken Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Millet İttifakı'nı oluşturan özellikle CHP'nin Abdullah Gül üzerine yoğunlaşan iş birliği arayışları şimdilerde perde arkasından, derinden yeniden ivme kazandı. Bu kez bu süreci Ali Babacan kadar yönetmeye çalışan sürpriz bir isim daha var: Ekrem İmamoğlu…

İngiltere'de Chatham House diye bilinen Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'ndeki konuşması ve konuşmaya ilişkin medyaya verilen fotoğraf yeni dönemin ipuçlarını veriyor. Erkan Mumcu'nun 'Majestelerin Valisi' diye suçladığı Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığını yapmış sayın Abdullah Gül'ün fotoğrafı önünde 2023 adayının takdim edilmesi boşuna değildir. Canan Kaftancıoğlu ile seçimlerden altı ay geçmeden yollarını ayıran, Kaftancıoğlu'nu süre vermeden parka çeken Ekrem İmamoğlu'nun, yeni süreçte sağa özellikle Ak Parti tabanına sıcak mesajlar vermesi gündemde. Bu sürecin farkında olan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu İmamoğlu'nu hedef alan açıklamalar yapıyor.

İmamoğlu ise bazı dini cemaatler ile dirsek temasından sonra şimdi medyaya el attı. Bunun işaretleri Amazon'un patronunun Türkiye temasları ve TV8'in el değiştirmesi olayında verildi. İmamoğlu'na atfen 'Sağdaki belli başlı medyacıların hepsini tek tek elde edeceğim' sözleri aktarılıyor. İmamoğlu'nun kendisinde oluşan özgüven patlaması sürpriz görüşmelerin, basına sızdırılmayan ulak gazetelerin ziyaretlerinin şifrelerinde gizli…

Dikkatimi çekti, Eylül 2019'da Beyaz Tv'nin ekran yüzü Tahir Sarıkaya, İmamoğlu ile sürpriz bir görüşme yapmıştı. Görüşme servis edildi. Birgün Gazetesi görüşmeyi sosyal medya hesabından 'Gökçek'e yakın isim İmamoğlu ile görüştü. Her görüşe açık olmamız gerekir' diye verdi. Beyaz TV, 31 Mart seçimlerinden önce sürpriz yaparak Veysel Tiryaki'nin karşısında CHP'den aday olan Fethi Yaşar'ı ekrana taşımıştı.

Ekrem İmamoğlu, Tahir Sarıkaya görüşmesi.

Tahir Sarıkaya'nın geçenlerde yine sürpriz Ekrem İmamoğlu ziyareti daha dikkatimi çekti. Ne kendisi ne de İmamoğlu çevresi bu görüşmeyi medyaya vermedi. Aldığım bilgilere göre 'Görüşmenin gizli kalması' İmamoğlu'nun isteği… 'Gerektiğinde birlikte çalışacağız' notuyla….

Bilir misiniz Tahir Sarıkaya, sadece Tahir Sarıkaya değildir. Temsil ettiği güç Melih Gökçek'in gücüdür. Hani hatırlar mısınız Gökçek'in görevden alınma sürecinde 'Gökçek bu işin altında kalmaz, Ak Parti'de de kalmaz' demiştim. Bu görüşmenin bu bağlamda ele alınması için kimse için sürpriz olmaz. Anlaşılan Gökçek cephesinde hareketlenme var. Melih Gökçek sadece Melih Gökçek değildir. İçinde bulunduğu yetiştiği ekibin Türkiye'nin dönüştürülmesi, siyasetin belirlenmesindeki etkinliği, operasyonel gücü öylesine hafife alınacak cinsten değildir. Siyasi olarak akvaryumda yaşayan balıklar gibi adlandırılacağımız (Siyaseten günahsızların oluşturduğu) Milli Görüş geleneği denizler ve okyanuslarda yaşayan cinsleri gibi dış müdahalelere karşı direnç geliştirememiştir. Sağın merkezine kaymış ve sağ bloğun içinde semizlenmiş ekiplerin siyasi dış müdahalelerde üstlendikleri dönüştürücü rol yine gündemdedir. Hücreleri uyandırılmıştır.

Yakın bir zamanda İmamoğlu cephesini, Gül ve Babacan ekibiyle Avrupa değerlerine yeniden ulaşma hedefinde bir arada görürseniz şaşırmayın. Ahmet Altan gibi bir isme Nobel Edebiyat Ödülünü kazandırma lobisi şimdilerde bu işlerle meşgul..

Siyasetin finansmanı bakımından Ahmet Davutoğlu'ndan daha avantajlı olan Babacan ekibinin yanına solu dizayn etme kabiliyetini elinde tutmaya çalışan Ekrem İmamoğlu'nun ekibini yerleştirirseniz Türkiye için yeni bir kan bulundu demektir. Ancak ihtiyaç olan kan grubunu bilmeden, kan naklinin bünyeye uygun olup olmadığını görmeden paçaları sıvamamak gerekir.

Hücreleri uyandırdılar… Çok gürültü kopacak, çok…Rabbim akıbetimizi hayreylesin!