0

İş kanunu madde 32' ye göre ücret; ' bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır.' Bahsi geçen madde de ayrıca ücretin iş yasasına göre en geç ayda bir ödenmesi gerektiği ancak iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresi bir haftaya kadar indirilebileceği belirtilmektedir.

Ücretin miktarı ve ücretin üzerinden ne gibi yasal kesintilerin yapıldığını doğru ve eksiksiz olarak gösteren bir hesap tablosunun işveren tarafından hazırlanıp işçiye sunulması önem arz etmektedir. Bu hesap tablosu ise 4857 sayılı İş Kanunu'nun 37. maddesinde açıklanan ücret hesap pusulası ile mümkündür. Ücret bordrosu ve ücret hesap pusulası çalışma yaşamında hemen herkesin bildiği ve tanıdığı bir belgedir. Ücret bordrosu ve ücret hesap pusulası ispat edici bir vesikadır. Vergi ve Sosyal Güvenlik mevzuatında ücret bordrosundan, İş Kanununda ise ücret hesap pusulasından bahsedilmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 37. maddesinde, işçi ücretlerinin işyerinde ödenmesi ya da banka hesabına yatırılması hallerinde ücret hesap pusulası türünde bir belgenin işçiye verilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Kanuna uygun olarak düzenlenmiş olan bu tür belgeler, işçinin ücretinin ispatı açısından yazılı delil niteliğindedir.

Ücret hesap pusulasına ilişkin düzenlemeler ise 4857 sayılı İş Kanunun 37. Maddesinde açıklanmıştır. 4857 sayılı İş Kanunun 37.maddesine göre; 'İşveren işyerinde veya bankaya yaptığı ödemelerde işçiye ücret hesabını gösterir imzalı veya işyerinin özel işaretini taşıyan bir pusula vermek zorundadır. Bu pusulada ödemenin günü ve ilişkin olduğu dönem ile fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretleri gibi asıl ücrete yapılan her çeşit eklemeler tutarının ve vergi, sigorta primi, avans mahsubu, nafaka ve icra gibi her çeşit kesintilerin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir' . Ücret hesap pusulasında aşağıdaki unsurların yer alması gerektiği ortaya çıkmaktadır;

  • İşverenin imzası veya işyerinin özel işareti,

  • Ödeme günü ve ait olduğu döneme ilişkin fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretleri gibi asıl ücrete eklenen tutarlar,

  • Vergi, sigorta primi, avans mahsubu, nafaka ve icra gibi her çeşit kesintiler (bu kesintilerin ayrı ayrı gösterilmesi)

Ücret hesap pusulası imza ve kapsayacakları kayıtlar dışında herhangi bir şekle bağlı tutulmamıştır. El ile yazılmış veya bilgisayar ortamında yapılmış olmaları yeterlidir. Fakat el ile yazılma halinde işçinin kontrolünü güçleştirmeyecek düzgünlükte bulunmaları gerekir. Kullanılan kağıdın çeşidi ve biçimi, bu konuda, önem taşımaz. Ücretin ödenmesi ve ispatı noktasında tarafların delillerinin değerlendirilmesi sırasında, işverence düzenlenmesi ve işçiye verilmesi gereken ücret hesap pusulasının düzenlenmiş olup olmamasının da gözetilmesi gerekir. İşverenler ücret hesap pusulası düzenleyerek, işçilere düzenli olarak vermek zorundadır. Ücret hesap pusulasının verildiğinin ispatı işverene ait olduğundan ispat açısından yapılması gereken ücret hesap pusulasının çift suret düzenlenmesi, işverende kalacak nüshaya 'bir suretini elden aldım şeklinde ibare konması' ve işçinin imzasını taşımasıdır. Ücret hesap pusulasının düzenlenmemesi ve işçiye verilmemesi halinde işverenler hakkında, İş Kanunu'nun 102/b maddesi gereği idari para cezası uygulanacaktır. Uygulanacak idari para cezası tek ceza olup, işçi sayısına bağlı olarak çoğaltılamaz.

İşverence işçiye imzalatılan ücret hesap pusulası, iş yeri kayıtlarına geçmekte ve herhangi bir anlaşmazlıkta ve yargı sürecinde delil niteliği taşımaktadır. İşçinin imzasını taşıyan ücret hesap pusulası sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bu nedenle bu belgede gerçeğe aykırı bilgilerin bulunması halinde, işçinin bu belgeyi imzalamaktan kaçınması gerekmektedir. İmzalatılmakta ısrar ediliyorsa mutlaka çekince konulmalıdır. Ancak uygulamada bu durum pek mümkün olmamakta işçi işverence önüne konulan bordroları imzalamak zorunda kalabilmektedir.

Ücretin bordrosunun düzenlenmesi veya ücretlerin banka kanalıyla ödenmesi ücret hesap pusulası düzenleme ve işçiye verme zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. 4857 sayılı İş Kanununda her iki yükümlülük ayrı maddelerde düzenlenmiş, muhalefet hallerinde de ayrı idari para cezaları öngörülmüştür. İşçiye ücretinin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan 'ücret hesap pusulası' verilmesi zorunludur.

4857 sayılı İş Kanununun ücret hesap pusulasını düzenleyen 37. Maddesinde, işçiye imzalatılmak zorunluluğunu düzenlememekle birlikte, işçiye vermek zorunluluğunu yer almıştır. İşçiye ücret hesap pusulasının verildiğini ispatlamak işverene düşmektedir. Bu yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispatlamak için de ücret hesap pusulasına işçinin imzasını almalıdır. Kanunda işçi imzası olmalıdır diye doğrudan bir zorunluluk olmamakla birlikte, ispat hukukunun genel esasları içinde bir yönlendirme bulunmaktadır. İşçiye ücretinin verildiğini ispat etme zorunluluğu ve ispat belgesi olarak mahkemelerde ve Yargıtay'da en önemli belge özelliğini koruması sebebi ile imza altına alınmış ücret hesap pusulası çok önemlidir. İşçi, çalıştığı dönemde hakları için dava açma hakkına sahip olduğu gibi, işten ayrıldıktan sonra ücret ve benzeri alacakları için 5 yıl, kıdem ve ihbar tazminatları için 10 yıllık zamanaşımı içerisinde dava açma hakkına sahiptir. Zamanaşımı süreleri boyunca imzalı ücret hesap pusulalarını ispat edici belge olarak muhafaza edilmesi gerekmektedir. [1]


[1] Erol Güner, 'Ücret Hesap Pusulası ve Önemi', Mali Çözüm Dergisi Sayı: 121(0cak-Şubat 2014), İstanbul: ISMMO, s. 192-193-194.