İnsanın ölümünü bilmemesi

Mutluluk vericidir.

Hatta mutlu olmanın

En temel özelliğidir.

Hiç ölmeyecek gibi yaşamak

Ya da ölümü hiç düşünmemek

İnsanı mutlu eder.

Mutlu uluslar ve toplumlar

Ölüme değil, yaşama sarılmış insanlardır.

*

Terör!

İnsanlığın yüz karası!

Ölümü düşündürür.

En büyük belirsizliği yaşatır.

Ölümün ihtimali bile

Kaygı verir,

Endişe yaratır,

Depresyona sokar

İnsanı sinir hastası eder.

Ölümlere yakından tanık olmak,

Acaba yarın ne olacak diye,

Tedirginlik verir.

Hayatı altüst eder.

Değer yargılarını değiştirir

Toplumu karanlığa götürür.

Zaten hepimiz öleceğiz; ama bunun nasıl ve nerede olacağını bilmeyiz.

Öyle ya da böyle, orada ya da şurada ama nasıl olacağını dair bilgimiz olmaz...

Ama terör varken muhtemeller artar

Hayatı değil, ölümü düşünmeye başlarız.

*

Esas olan yaşamın kendisidir.

Toprak için

Zenginlik için

Mal için

Yaşamı kirletenler

Çok kötü insanlardır…

Bu anlamda dünya tarihini az çok bilirseniz,

İnsanın kendi türüne olan düşmanlığı son derce acımasızdır

Tarih, savaşlarla, ölümlerle doludur

İnsan tarihi aslında

Acı ama gerçektir

Bir arpa boyu yol alamamıştır.

*

İnsana huzur vermeyen,

Sağlığından eden her şey olmaz olsun.

Bir işin sonunda gözyaşı olacaksa,

Parası da, zenginliği de, yeraltı petrol yatakları da olmaz olsun.

Altınları da batsın,

Sahi ya, hayatımızda hiç altın olmasa ne değişir?

Bir buğday tanesi kaç ton altına karşılık gelebilir?

Tüm altınlar da denizin dibine batsın…

Bilimin önceliği hastalıkları yok etmek olmalı

Örneğin, grip aşısını üretip satacağına grip mikrobunu yok et!

Acı ve gerçek yollar hep farklıdır ama

Kaynak tek insandan çıkar

Silahı yapan da bilim, ilacı yapan da…

*

Aşk,

Yaşam,

Hayatın tadı

Hepimizin olsun.

Bir tek hayatımız var.

Ve ölüm karşısında hepimiz eşitiz