Bazı anlar... Bir kahvenin değil 40 yıl hatırı, 40 saniye hatırı bile olmuyor... Atalarımız boşuna dememişler...İyilik yap, denize at... Ne kadar da doğru. İyilik görünce o kişinin en sadık dostu, kötülük görünce de en büyük düşmanı olan insanlar.... Çıkar ilişkilerine kapılıp, birbirini amansızca kullanmaktan çekinmeyen insanlar... Hırslarının esiri olup birbirini bozuk para gibi harcamaktan çekinmeyen insanlar... Ah bu insanlar, vah bu insanlar... Bu insanlar yüzünden hep günün sonunda yalnız olan siz olursunuz... Kötü olan siz olursunuz ve belki de 'insan' olmayan siz olursunuz...Çünkü sizinle iyi olan bu insanlar size kötü, onlara ise iyi olur. Bazen bu insanlara benimle birlikte 'insan' denmesinden utanıyorum. Çünkü ya bu tipler insan değil, ya da ben insan olmayı çok önemsiyorum.Bana göre insan olmak, gerektiğinde utanabilmek, gerektiğinde ağlayabilmek, gülebilmek, kahkaha atabilmek, tutarlı olabilmek, dengeni kaçırsan bile orada bir 'dur' diyebilmek, birbirini savunmak, en ufak bir şeyde düşman kesilmemektir. Belki de gerçekten 'hak eden' insanlara değer vermeli bu hayatta... Hak eden insanlardan hakkını almalı, onlara sırtını dayamalısın. Çünkü herkese iyilik yapmaya yetişemezsin, yetişsen dahi birisi muhakkak bunu baltalamaya, bunu yanlış anlamaya başlar. Halbuki senin içinde bir, dışında birdir. Ama onlar seni görmek istedikleri gibi görüp öyle algılar. Çünkü onların bakış açısı, kendilerinden bir kesit taşır. Birini tanımanın en iyi yolu şudur. Sessizce yanında durun, zaman geçirin ve bekleyin... Sizin hakkınızda ne düşünecek? Eğer o kişi senin sinsi olduğunuzu düşünüyorsa sinsidir. Ezik ve pasif olduğunu düşünüyorsa ezik ve pasiftir. Basit olduğunu düşünüyorsa basittir. Eğer ki, mütevazi ve iyi niyetli olduğunu düşünüyorsa mütevazi ve iyi niyetlidir.

Sessizliğe, İNSANLIĞA, yumuşaklığa herkes şekil vermek ister. Ve vereceği şekil muhakkak kendisinden bir şeyler içerecektir. Aslında onlar sizi değil kendilerini eleştirir. Psikolojide bunun anlamı 'Yansıma'dır... Kişi nasılsa, kendisinden kesitler sunar. Sanki sen öyleymişsin gibi sana psikolojik açıdan şiddet uygular. Ama aslında bilmez ki, kendini anlatır, kendini söyler ve en şikayet ettiği kendisidir. Sizinle bir işi yoktur, kendisiyledir en büyük problemi. Kendi içinde çözemediği için başkalarına topu atarak yaşamaya ve öyle davranmaya başlar. Kendisinden şikayetçidir aslında, sizden değil...

Bir insan yıldızlar kadar parlak, güneş kadar sıcak ve iç ısıtıcı, ay kadar yüce ve asil olmalı...Yüzüne baktığında, içini, dışını görebilmeli...Olgun olmalı, hatırları saymalı, arkasında olduğunuz zamanları unutmamalı... Ve en önemlisi, İNSAN olmalı... En hatırlısından... İyisi mi, size kötü enerji veren herkesle aranıza bir paravan koyun. O paravanı da geçmelerine asla izin vermeyin!