ABD'de yaşayan dünyaca ünlü Türk kalp cerrahı Prof. Dr. Mehmet Öz, kişilerin sağlığını korumak için kilo kaybından ziyade bel çevresine dikkat etmesi gerektiğini belirterek, "Kişinin boyu ne kadarsa bel çevresi ölçüsünün onun yarısından az olması gerekiyor." dedi.
Öz, dünkü Ankara ziyareti kapsamında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Millet Kütüphanesi'nde tıp, diş hekimliği, psikoloji gibi alanlardan üniversite öğrencisi gençlerle söyleşide bir araya geldi.
AK Parti İstanbul Milletvekili, kalp ve damar cerrahı Prof. Dr. Halit Yerebakan'ın da katıldığı söyleşide, gençlere damar sertliği, kalp krizi, cerrahi yöntemler hakkında sunum yapan, kariyer planlamaları, yapay zeka kullanımı konusunda tavsiyelerde bulunan Öz, öğrencilerin sorularını da yanıtladı.
Sigaranın akciğer üzerindeki tahribatını fotoğraflar üzerinde göstererek, tütün ve tütün ürünleri kullanımından uzak durulması gerektiğini aktaran Öz, obezitenin zararlarına da dikkati çekti.
"Amacımız kilo kaybetmek değil, bel ölçümüzü azaltmak olmalı"
Prof. Dr. Öz, Türkiye'de halkın büyük bölümünün kilo vermek istediğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aslında amacımız kilo kaybetmek değil, bel ölçümüzü azaltmak olmalı. Bunun da bir hesabı var, kişinin boyu ne kadarsa bel çevresi ölçüsünün onun yarısından az olması gerekiyor. Yani kişinin boyu 1,80 santimetreyse, bel çevresi ölçüsü de 90 santimetreden az olmalı.
Peki bel çevresi nasıl inceltilecek? Bunun için diyet yapılabilir ama iradeye bağlı. Sürekli devam ettirmek ve başarılı olmak açısından çok zor. Bunun için bazı sırları kullanmak gerekiyor. Örneğin, acı yemekleri yiyen kişiler çok fazla yiyemez, bunun olumlu etkisi oluyor. Fıstık, fındık, badem, ceviz tıpkı yumurta gibi sizi besler. Beynimiz kalori aramıyor, aslında besin arıyor. Vücuda besin verirsen daha az yersin. Bu besinlerde de kalori var ama besin miktarı çok yüksek olduğu için çok faydalı. Yaptığımız araştırmalara göre fındık, fıstık, ceviz gibi besinleri tüketen kişiler kilo almıyor. Bir de bel çevresini inceltmek için spor çok önemli."
Sağlıklı yaşlanmanın önemine vurgu yapan Öz, bunun için sağlıklı beslenmeyi öne alan bir hayat tarzının benimsenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Prof. Dr. Öz, hayatlarında bir değişiklik, sıçrama yapmak isteyen gençler için en iyi zamanın üniversite sıraları olduğunu belirterek, gençlere kendi güçlerini bulmak için çabalamaları ve kendilerine her zaman güvenmeleri tavsiyesinde bulundu.
"Hastanın tedavi olacağına inanması bile yolu yarılamak demek"
Prof. Dr. Öz ve AK Parti İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Yerebakan, konuşmaların ardından gençlerin sorularını yanıtladı.
Yerebakan, bir öğrencinin tıbbi tedavi süreçlerinde hastalara psikolojik destek verilmesinin önemine ilişkin sorusu üzerine, "Hastayı iyi hissettirebilmek veya iyileşebileceğine karşı motive edebilmek belki de tedavinin ilk aşamasını oluşturuyor. Bazı hastalıklarda hastanın tedavi olacağına inanması bile yolu yarılamak demek. Dolayısıyla hastanın doktoruna inanması, tedavisine inanması, bunun için psikolojik olarak motive olması bile o tedavinin sonucundaki başarıyı getiriyor." dedi.
Dünyada ileri evre hastalıkların tedavisinde, onkoloji merkezlerinde psikologların, psikoterapistlerin desteğinin alındığını anlatan Yerebakan, Türkiye'de de Aile Sağlığı Merkezlerinde psikologların istihdamına yönelik kademeli bir proje üzerinde çalışıldığını söyledi.
Prof. Dr. Öz de bu süreçlerde de yapay zekanın kritik rol üstleneceğini, yapay zekanın kişiye özel, bireyselleştirilmiş tedavi süreçlerinin belirlenmesinde büyük bir rolünün bulunacağını dile getirdi.
"En iyi ve en akıllı kararım, 40 sene önce eşimle evlenmekti"
Öz, bir öğrencinin "Siz üniversite süreçlerinizde hayatınızı daha iyi bir noktaya getirmek için neler yaptınız? Tekrar öğrenci olsaydınız neler yapmak isterdiniz?" sorusuna karşılık, hayatın sadece iş değil, aşk, aile gibi birçok yönünün bulunduğuna işaret etti.
Harvard Üniversitesinde okurken spora çok düşkün olduğunu, Amerikan futbolu oynadığını anlatan Öz, şöyle devam etti:
"Baktım ki futbolda profesyonel olamayacağım, tıbbı seçtim. Babam da doktor olduğu için benim için kolay bir değişim oldu. Sporla tıbbı değiştirdim. Tıp okumaya başladığımda gıda ile ilgili hiçbir ders olmadığını gördüm. Tıp okulunun başkanı olduğumda da bu alanda dersleri başlattım. Sonrasında tıbbi icatlar, televizyon programları, siyaset ve bugün de yapay zeka üzerine doğru koşuyorum. Bunların her biri kariyerimde farklı noktalar. Ancak benim en iyi kararım bunlar değil. Benim iyi en iyi ve en akıllı kararım, 40 sene önce eşimle evlenmekti."
Bir başka öğrencinin "halk sağlığına yapılan yatırım mı bireye yapılan yatırım mı daha önemlidir?" şeklindeki sorusunu yanıtlayan Prof. Dr. Yerebakan da birey veya toplumsal açıdan insanı merkezine alan her türlü yatırımın pozitif geri dönüşlerinin olacağını vurguladı.
Prof. Dr. Mehmet Öz'ün de geçmişte kendisine bir yol açtığını, onunla birlikte önce yılda ortalama 100-150 kişinin kalbine dokunduklarını ve sonrasında televizyon programlarıyla binlerce kişiye koruyucu sağlık bilgileriyle ulaştıklarını dile getiren Yerebakan, bireye yapılan yatırımın da halk sağlığına yatırımın da büyük önem taşıdığını vurguladı.
"Ailenizi, yakın arkadaşlarınızı asla bırakmayın"
Prof. Dr. Mehmet Öz, iyi bir hayatın nasıl yaşanacağı, uykusuzluk, stresle baş etmek için neler yapılabileceği sorusuna karşılık, sabah uyandığında ilk olarak yoga, meditasyon yaptığını ve bunun kendisine çok iyi geldiğini söyledi.
"Hayatta motivasyonumuzun devamlılığını sağlamak için neler yapmalıyız? Siz hedeflerinize ulaşmak için motivasyonunuzu nasıl korudunuz?" sorusu üzerine de Öz, "Kişiye kendinin dışında da bir motivasyon gerekiyor. Bunlardan ilki aile. Herkes bunu biliyor ama çok sayıda kişi de bu kısmı unutuyor. Çalışıyorsun, yorgunsun, vaktin olmuyor derken en mühim bağlantıları kırmaya başlıyorsun ve bunu tekrar tamir etmek de bazen çok zor oluyor. Bu nedenle aileyi, yakın arkadaşları asla bırakmayın. Onlar birer nükleer reaktör, size devamlı enerji verirler." yanıtını verdi.
Yerebakan da teknolojiyle birlikte gelen hızlı tüketimin gençlerde sabır noksanlığını da ortaya çıkardığını belirterek, insani ilişkiler ve iş hayatında derinleşmek için zaman ve sabrın çok önemli olduğunu vurguladı.
"Amacımız, gençlerimize ilham olmak, onları cesaretlendirmek"
AK Parti İstanbul Milletvekili Yerebakan, söyleşinin ardından AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Gençlerimize ilham olmak, onlara yapabileceklerini göstermek, o cesareti, azmi bulabileceklerini hissedebilmelerini sağlamak amacıyla bu söyleşiyi düzenledik." ifadesini kullandı.
Gençlerin yollarını aydınlatmak istediklerinin altını çizen Yerebakan, "Hayatımda çok önemli bir rolü olan Prof. Dr. Mehmet Öz, benim mentorum, baba yarım. Bana açtığı yoldan, benim yolumu aydınlattığı yerden birlikte başlayalım istedim. O yüzden milletin evinde, milletin kütüphanesinde gençlerimizle buluştuk. Amacımız, sadece onlara ilham olabilmek, onları yarınlar için cesaretlendirebilmekti. Bu bir başlangıç oldu, umut ediyorum bu toplantıların devamını da getireceğiz." diye konuştu.