0

7 Haziran seçimi sonrası aydınlığın karanlığı; bilginin eğitimsizliği (cehaleti) yeneceğin ayırtına varıldı. Freud 'Uygarlığın ilk koşulu adalettir.' Özdeyişiyle; Doğan Kuban da 'Uygarlığın sigortası bilgidir.' Söylemiyle aydınlanma ve demokrasi kültüründe adalet ve bilginin önemine değiniyorlar. 'Nasıl bir adalet ya da nasıl bir bilgi?' kavramları üzerinde düşünülmelidir. Adaletin, bilginin, demokrasinin kaynağı eğitimdir. Eğitim, sadece gerçeklerin öğretilmesi değil, düşünce için aklın eğitilmesi ile aydınlanma ve demokrasi kültürü edinilebilecektir.

Osmanlı'dan günümüze ulaşan geleneksel, dinsel, yöresel, bölgesel kültürü, akıl ve bilim süzgecinden geçirmedikçe aydınlanma ve demokrasi kültürü olamayacaktır. Toplumsal bilim süzgecinden geçirmedikçe aydınlanma ve demokrasi kültürünün kaynağı, çok sayıda yetkin ve etkin bireyleri yetişmektedir. Eflatun ( i:ö: 4. Yüzyıl), 'Demokrasi, bir halk eğitimi sorunudur. Halkın eğitimi zayıflayınca demokrasi oligarşiye dönüşür. Eğitim, nitelikli öğretmenlerle verilmelidir.' diyor.

Aydınlanma ve demokrasi kültürüyle çoğulcu, yetkin bireyler yetiştirilmelidir. Çatışma kültürünü alevlendirmek, ayrıcalık, korku, kaygı, kuşku, susturma, baskı ile otoriter ve eril bir lider olmayı hedeflemek kaosu çağrıştırır. 7 haziran seçiminde iktidara sosyal ve demokrasi kültürü çıkışıyla dur denilmiştir. Halkın toplumsal ve demokrasi tepkisinin dışa vurumudur. Sen, kuvvetler ayrılığını hiçe say, Anayasa'ya aykırı davran, düşünce ve ifade özgürlüğüne karşı dur; medyayı ayrıştır, sustur, tutuklat; Cumhuriyet gazetesini ve genel yayın yönetimini hedef göster!.. Oysa ki; sanatçı akılsal duyguları kullanarak ürün verir. Sanatçı, sonsuz türdeki zengin yeteneklerle donanımlıdır. Sanatçı, ürün verdiği bilimsel yapıtıyla ülkeye evrensel başarı sağlar. Unutulmamalıdır ki insanlar dünyayı sanat eserlerini görerek tanırlar. Siz sanatı ve sanatçıyı hedef gösterin! Olacak şey mi bu! ?

Toplum, barış ve uzlaşı istiyor. Kavgacı, Korkutucu, kaygı verici yönetim değil! Yalanın dolanın, talanın, aldatma ve kandırmanın, çürük bir siyaset olduğunun ayırdına varıldı. Onun yerine, akılcı, bilimsel, çağdaş, güvenilir ve gerçekçi siyasal verilerle yol almak, 'aydınlanma ve demokrasi kültürünün' gereğidir. Orta Çağ'ın biat kültürü, Mustafa Kemal Atatürk'ün devrimiyle sonlandırılmıştı. Özgür yurttaş, özgür birey ve vatandaş kimlikleri kazandırılmıştı. Özgür kavramı bana özgür üniversiteleri, özgür Anayasa Mahkemesini, özgür Yargıtayı ve özgür Danıştayı anımsattı! Rektör seçimlerindeki baskıcı ve yanlı davranış acı bir gerçektir. Her kademedeki hukuksal basamakların içinde bulunduğu durum düşündürücüdür.

Eğitim sistemimizde çanlar çalıyor. Dünya ülkeleri içinde en sonlardayız. Osmanlı'nın medrese eğitimi özentisi, 4+4+4 uygulamasının tükenmişliği!.. Dinsel eğitim artırımı ile övünmek, akılcı, bilimsel ve çağdaş eğitimden uzaklaşmak!.. Çocuklarımıza, ardılarımıza çok yazık oluyor!. Aydınlanma ve demokrasi kültürüne dayanmayan eğitim, bilim ve teknik, yararsız, boş uğraşlar olmaktan öteye geçemez. Eğitim ve bilim, sosyal ve demokratik sorumluluk bilincinden yoksun ise yetişen bireyler, eğitimden- bilimden yoksun ara elemandırlar; kesinlikle yetkin ve etkin değildirler.

Toplumun gelişmesi, bilinçlenmesi ve değişimi, çağdaş eğitimle olabilecektir. 20.Yüzyılın yarım kalmış mucizesi 'Köy Enstitüleri' sistemindeki uygulama gibi. Teorik bilgilerin yanında iş, sanat, zanaat, ve el becerilerinin verildiği yetenek geliştirici; yapan, yaratan, ve üreten bir eğitim donanımı ile yetiştirilen öğretmenler gibi. Köy Enstitülü öğrenciler Dünya Klasiklerini okuyor, sanatı öğreniyor, sanatçı, yazar olmayı hedefliyordu. Köy Enstitülü öğretmenler, köylülerin aydınlanma, bilinçlenme odağı olmuşlardı. Bugünün öğretmeni ise suskun, kırgın, durgun ve korku dolu bir bekleyiştedir.

Ya Türkçemizin yabancı dillerinin kuşatması altında oluşuna ne denilmeli? Türkçemizdeki dil kirliliği utancımızdır. Dil Derneği Yayın Kurulu Üyesi Günay Güner'in, Cumhuriyet Yazarı Mine Kırıkkanat'ın köşe yazısındaki dil içerikli serzenişleri ve haykırışı içimi acıttı. 'TOPLUMSAL AYDINLANMA VE DEMKORASİ KÜLTÜRÜNDEN' yoksun olmanın ülke genelinde yarattığı karmaşa ve olumsuzlukların doğurduğu sonuç ve halkın ona tepkisi!.. Bilinmelidir ki! halk uyumuyor; sevgiyle, saygıyla ve sabırla bekliyor; bilinçsiz davranışlara dur denilmesini de biliyor.