Yoğun Seçim süreçlerini geride bıraktığımız ve her alandaki sorunlarımızla baş başa kaldığımız bu dönemde çok fazla başlığın Ülkemiz gündemini oluşturduğu ve çetrefilli bu konuların çözüm beklediği hususunda millet olarak bir uzlaşı gösterdiğimizi söylemek abartılı bir yaklaşım olmayacaktır. Çünkü, hepimiz çeşitli sorunlardan ve çözümlerden etkilenmekte ve bu bağlamda yaşamımız olumsuz veya olumlu görüntülerle akışını sürdürmektedir. Dolayısıyla, yaşam standartlarının artırılması, refah sürecinin hızlandırılması ve mevcut kaynakların ise toplum kesimlerine dengeli ve adil olarak dağıtılması önemlidir. Bu aşamada demokrasinin temel unsuru olan siyasi partilerin öncülüğü ve katkısı öne çıkmaktadır. Siyasi partilerin ilkeli ve düzeyli rekabetinin Ülkemizin iyi yönetilmesi açısından çok faydalı olacağına hiç şüphe yoktur.

Ülkemizdeki siyasi yaşama baktığımızda; söylem yoğunluğu, atışma, algıları yönetmeye çalışma, tutarsızlık, hızlı gündem değişiklikleri yaratma ve empati yoksunluğu gibi bazı olumsuzlukların öne çıktığı görülmektedir. Toplumumuzun sessiz büyük çoğunluğunun ise; artık daha seviyeli bir diyalogu, huzuru, her alanda evrensel değerlerin ve normların yerleşmesini, kaliteli ve adil bir yaşamı arzu ettiği bilinmektedir. Dolayısıyla, siyasi partilerin toplumdaki duyarlılıklara göstereceği samimi reaksiyonlar, öz eleştiri refleksi ve yaklaşım değişiklikleri partilerin siyasi kaderlerini belirleyecektir. Bu süreçte; herkesin internet aracılığıyla her alanda bilgiye ve dünyadaki gelişmelere ulaşma imkanı olduğu gerçeğini, seçmenlerin stratejik davranışlarını, gençlerin beklentilerini, toplumdaki ve önceliklerdeki değişiklikleri, bireyin kendi yaşamı ile gerek çevresindeki gerekse dünyadaki yaşamları kıyaslama ve sorgulama refleksini ve toplumun güncel duyarlılıklarını iyi etüt edecek partilerin bu vb. gelişmeleri dikkate alarak, siyasi yelpazedeki konumlarını ve stratejilerini yeniden değerlendirmeleri gerekecektir.

Bir süredir Ülkemizde oluşan iki bloklu siyasi yaşamın parçaları olan iktidar ve muhalefet çevreleri ise 2023 yılına uzayan bu süreçte bir sınav maratonu yaşayacaklar, yaptıkları ile yapacakları irdelenecek ve öz eleştiri, inanma ve güven unsurları bu dönemin aktif belirleyicileri olacaktır. Siyasi iktidar merkezi yönetim ve belediyelerdeki, muhalefet ise belediyelerdeki icraatları açısından gözlenecek, söylemler ile icraatın ne kadar uyum sağladığına bakılacaktır. Ayrıca muhalefet bloğunu oluşturan partilerin ülke gündemine gelen konulardaki; tespitleri, duyarlılıkları, performansları ve sorunlara ilişkin çözüm önerileri seçmen tarafından izlenecek ve toplumun sorunlarını gündeme taşıma ve gündemde tutma becerileri de değerlendirilecektir.

Son zamanlarda siyasi gündemin daimi konukları olan; liyakat, nepotizm, çevre ve doğa duyarlılığı, kamudaki israf görüntüleri ile taşıt tutkusu, kamu harcamalarında ve ihalelerinde şeffaflık beklentisi, eğitim sistemimiz, demokrasi ve hukuk konusundaki değişik talepler, başta üretim ve işsizlik olmak üzere ekonomimizdeki ciddi sıkıntılar, Ülkemizdeki Suriyeliler meselesi ve dış politika sorunları gibi konular bu sınav maratonunun asli unsurları olacaktır. İlk bakışta bu konuların muhatabı iktidar gibi görünse de muhalefeti de çok etkileyecek konular olduğunu kabul etmek rasyonel bakışın bir gereğidir. Çünkü, muhalefetin bu konulara ilişkin görüşleri, önerileri, uygulamaları ve iktidarın icraatlarına olan yaklaşımı bu süreçte yakından izlenecek, iktidara kuvvetli bir aday olup olmadığına ilişkin olarak halkın testinden geçecek ve seçim öncesi verdiği sözleri özellikle belediyeler açısından tutup tutmadığı ve iktidarın yaptığını iddia ettiği hataları ve yanlışları kendisinin de yapıp yapmadığı gözlenecektir.

Özellikle iktidar tarafından da gündeme getirilen; liyakat, yargı, eğitim sistemi, bazı makam sahiplerinin kibirlenmesi, kamu yöneticilerinin farklılık yaratma çabaları (çakar lamba ile lüks taşıt eğilimleri ve abartılı makam odası tefrişleri, büyük maliyetli ve gösterişli kamu binaları kiralanması vb.) ve dikey yapılaşma gibi konulardaki önemli sorunların çözümüne ilişkin ciddi yaklaşımların iktidar tarafından uygulamaya sokulup sokulamaması da gelecekteki siyasi sonuçları etkileyecektir.

Diğer bir önemli husus ise son yıllarda siyasi terminolojide çok kullanılan ve özellikle de Cumhuriyet Halk Partisi için belirtilen siyasi bagaj meselesidir. Yaklaşık on yedi yıldır iktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin de doğal olarak bir siyasi bagajı oluşmuştur. Son zamanlarda mevcut iktidarın geçmiş hükümetlerinde önemli görevler almış bazı kişilerin de yeni partiler kuracağı medya haberlerinden anlaşılmaktadır. Eğer bu haberler gerçekleşir ve bu kişiler yeni parti kurarsa kuşkusuz onların da bir siyasi bagajı olacaktır. Önemli olan bu bagajların olumlu ve olumsuz yanlarının ağırlığı ve her şeyin o zamanın şartlarıyla değerlendirilmesidir. Bu objektif ve rasyonel bakış açısı tüm partiler ve kişiler açısından geçerlidir.

Bütün bu siyasi gelişmeler ile yaşamsal görüntüleri ve gündemdeki konuları; olduğundan daha iyi veya daha kötü gösterme çabaları kimden gelirse gelsin etik olmayan davranışlardır. Algı operasyonları bir dereceye kadar etkili olur ama; güneşin doğuşu gibi gerçekler er geç ortaya çıkar. Bu nedenle, siyasi eforun algıları yönetmeye değil çalışmaya odaklanması, daha doğru ve halkın yararına olan bir yaklaşımdır. Halkı inandırmak ve güvenini sağlamak önemlidir. Diğer önemli olan bir husus ise bu inancı ve güveni sarsmamaktır.

Yazımızı yüzlerde tebessüm bırakacak bir fıkra ile bitirelim.

Yolcu uçağı sallanmaya ve irtifa kaybetmeye başlamış, yolcular büyük bir panik içinde bağrışırken kaptan pilot ve tüm ekibi paraşütlerini giymiş olarak uçağın kapısının yanına gelmişler ve şöyle demişler; 'Sakin olun, korkacak bir durum yok, biz yardım getirmeye gidiyoruz.'