0

Başlığın esin kaynağı, karşılaşıp ne iş yapıyorsunuz diye sorduğum bazı devlet memurlarının verdiği 'havuzdayım' cevabı olmuştur.

Havuz medyası olur da havuzda memur olmaz mı?

Görevden alınan, işi ve oturacak doğru dürüst yerleri olmayan memurlardır bunlar. Sayıları binleri bulmaktadır. Bunlara bankamatik memurlar diye nitelendirmede bulununlar da vardır. Havuzda kalmaktan son derece mutsuz ve huzursuzdurlar. Huzursuzlukları kendilerine bir görev verilmemesinden ve geleceklerinden umutsuz olmalarından kaynaklanmaktadır. Araf'ta bekler gibiler.

AKP İktidarından önceki dönemlerde devlet memurları, haklı ve hukuken geçerli bir neden olmadan görevden alındıklarında, yargı merciine başvurarak görevlerine iade edilmeleri söz konusuydu.

AKP İktidarı döneminde de bir müddet bu uygulamalar devam etmiş, bu bağlamda bir milli eğitim müdürünün görevinden alınması ve birkaç kez görev yerinin değişmesi üzerine yargı merciince görevine ve önceki görev yerine döndüğü basında yer almıştır.

İdari yargı yasalarında yapılan değişikliklerden sonra göreve iadeler de duyulamaz olmuştur.

Hukuki güvencesi olmayan bir devlet memurundan, görevini hakkıyla yapması beklenemez.

HAVUZ NASIL OLUŞTU?

TBMM kabul edilen bir yetki kanununa dayanılarak Bakanlar Kurulunca 2011 yılında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle, bakanlıklardaki hemen hemen tüm unvanlı kadrolarda (müsteşar, müsteşar yardımcısı, Genel Müdür, Daire Başkanı gibi) bulunanların görevlerine son verilerek bakanlık müşavir kadrolarına veya başka pozisyonlara atandılar.

Hiçbir hukuk devletinde böyle bir uygulamadan söz edilemez. Kanunla devlet memurlarının görevlerine son verilemez.

Görevden alınanlar arasında mutlaka AKPli olanlar da vardır. Bunların görevden alınma nedenleri, yeteneksiz, başarısız oldukları veya liyakat sahibi olmadıkları için değil, koruyan ve kollayan adamları olmadığı içindir. Onun için halk arasında, olmayacak işler için bile, adamın varsa işin olur kanaati yaygındır. Böyle ortamlarda memurlar, devlete hizmet yerine kişiye hizmet ederler.

Söz konusu KHK.ler TBMM'inde beklemektedir. Bunlar kadük(hükümsüz) sayılmadıkları için Meclisteki ihtisas komisyonları oluşur oluşmaz ilgili komisyonlara Başkanlıkça havaleleri yapılacaktır.

İçtüzüğün 90 ncı maddesine göre güya bu KHK.ler komisyonlarda ve genel kurulda diğer kanun tasarı ve tekliflerinden önce ve ivedilikle görüşülmesi gerekirdi. Ama görüşülemedi.

MECLİSTE ÇİFTE UNVANLI KADROLAR

2011 yılında Meclisin idari teşkilat kanunu değiştirilerek o tarihte mevcut bulunan tüm unvanlı kadrolarda bulunanların görevleri hiçbir işleme gerek kalmaksızın sona erdirilmiştir.

Bugün TBMM'de unvanı genel sekreter olan iki kişi vardır. Biri aktif, yetkili olarak görev yapmakta, diğeri ise pasif, yetkisiz görevdedir. Yetkili başkanlar yanında yetkisiz daire başkanları vardır. Bu liste böyle uzar gider.

Pasifize edilerek yetkisiz hale getirilen ve Kanunun yürürlüğe girdiği 18.11.2011 tarihinde kadroları şahıslarına bağlanan toplam 246 kişi vardı. Bu kişiler arasında yetenekli, daha önceki görevlerinde başarılı olanlar bulunmaktadır.

Gizli işsiz ordusunu büyütmek suretiyle, kamu hizmetleri daha etkin ve verimli hale getirilemez.

Milletimiz de 7 Haziran 2015 seçimlerinde iradesini beyan ederek, uygulamalarından hoşnut olmadığı Bakanlar Kurulu üyelerinin görevlerine son vermiştir.

Kurulacak hükümetin ve yeni Meclis Başkanının, havuzdaki memurlar sorununa adil, rahatsızlıkları giderici ve kalıcı bir çözüm bulacaklarına inanmak istiyorum.