Erdemli insan; nefsine hâkim olabilen, hataları ile yüzleşebilen ve onları kabul edebilen dürüst ve ahlaklı kişidir.  Erdemli insana baktığımızda doğru olan şeyi ilke olarak benimseyip, yanlış olan şeyi ise yapmayan kişi olduğunu görürüz. Erdemli bir birey, dünya üzerindeki her canlıya elinden gelebildiğince yardım edebilendir.
 

Erdem kavramına hayatın içinden örneklerle değinecek olursak; yaşamda her zaman için, dürüstlük ve doğruluğu temel ilke olarak benimsemenin neticesinde hiç bir konuda yalan söylememek, hiç kimse hakkında dedikodu yapmamak, iftira atmamak, hırsızlık yapmamak, herhangi bir canlıya zarar vermemek, uyuşturucu, alkol gibi zararlı maddelerden kaçınmak ve en önemlisi de iş hayatında sorumluluklar mevzu bahis olduğunda en doğru şekilde yerine getirebilmektir. Erdem kavramına açıklık getiren bu hususlar ile benzerleri erdemli bir bireyin davranışlarının niteliğini oluşturmaktadır. 
 

Erdemli insan, hayatta her zaman doğruyu savunan, haksızlıklara karşı dimdik ayakta duran, zayıfı ve güçsüzü koruyan, iyiye ve güzele yönelen; kötü ve yanlış olan şeylerden sakınan kişidir. Bu niteliklere sahip olanlar, edindikleri prensip ve ilkeler doğrultusunda hayatlarını devam ettiren, tevazu sahibi, duyarlı, toplumda saygın kişiliğe sahip değerli ve aydın insanlardır. Günlük hayatta, benimsedikleri temel ahlak, ilke ve kurallarına ters düşen bir durum veya olayla karşılaştıkları anda bile bu değerlerinden asla taviz vermez karaktere sahiptirler.. 
 

Çok bilinmese de, aslında bir insana yaratandan ötürü değer vermek, özen göstermek ve kıymet bilebilmek de bir erdemdir. Bizler hayatımızın her alanında, hep erdemli kişiler ile karşılaşmayı temenni ederken, aslında ilk önce bu sorguya kendi içimizde de başlayarak ne kadar erdemli bir bireyiz diye düşünmemiz gerekir. 
 

Erdemli olabilmenin aslında bir eğitimi yoktur. Bunun yolu insan olmaktan geçer. Toprağa, ağaçlara, denize, ırmaklara kısaca doğaya ve doğada yaşayan her canlıya şefkatle yaklaşmalı, yeri geldiğinde yardıma muhtaç olan insanlara elimizden geldiğince sivil toplum kuruluşları aracılığıyla da gönüllü çalışmalarda bulunmalıyız.  
 

Hiçbir şey yapamıyorsak bile en azından, bu sıcak havalarda bizlerin desteklerine muhtaç sokak hayvanları için evlerimizin önüne bir kap mama ve su koyarak da bir canlının hayatına dokunabiliriz. Unutmayalım ki; erdemliliğin tohumları, önce bizlerin içinde başlar ve sonrasında kocaman bir ağaca dönüşerek mutluluk ve iç huzurla birlikte geri gelir.