Yazar, editör ve eğitmen Özlem Çetinkaya içten, şefkatli ve gerçekçi üslubuyla, akıcı bir anlatımla kaleme aldığı Anne Çiçekleri'nde yaşlı ve hasta bir anneyle kızı arasındaki sevgi-nefret ilişkisini ve yaşanan yüzleşmeleri psikolojik çözümlemelerle ele alırken okurlarını gerçek sevginin iyileştirici gücüyle sarıp sarmalıyor.

Özlem Çetinkaya'nın duru anlatımıyla Anne Çiçekleri, çok sıradan görünen anne kız ilişkilerinin derinlerde oluşturduğu yolları, o yolların karanlıklarını, iniş çıkışlarını fark etmenin hikayesi. Bu hikaye bize hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, gerçeklerin çok daha derinde olduğunu anlatıyor. Acıma ile şefkatin farkına varmamız için bize bir perde aralayan hikayede kadının kendisine ve yaşama dair keşifleri, her kesik yarası gibi önce can yakıyor ama bir yandan da kendisine ve çevresine merhem oluyor.

Farkındalık ve şifa eğitimleri veren dengeli yaşam rehberi ve yazar Özlem Çetinkaya'nın yeni romanı Anne Çiçekleri'ni okurlarla Ayrıntı Yayınları'nın markası Düşbaz Kitaplar buluşturdu.

Kim olduğunu Çetinkaya şöyle anlatıyor: 1974 yılında İstanbul'da doğmuşum ancak nereli olduğum sorulduğunda baba memleketim olması sebebiyle hep 'Egeliyim,' cevabını verdim. Kendimle ilgili bir başka değişmez tanımlamam ise meraklı. Ne zaman kendimi bir tek kelime ile anlatmam istense bu cevabı verdim. İnsanı merak ettim. Yaşamı merak ettim. Yaşamdan sonrasını merak ettim. İlişkileri merak ettim. Nedenleri ve nasılları merak ettim. Merakım beni hikayelere götürdü. Öyle bir merak ki bu, varsayım gibi görünse de aslında varsayımların cenderesinden gerçekliğin sonsuz olasılıklarına kapı açtı. Yazarlık konusunda bir üniversite eğitimi almadım. Yazmayı okuyarak ve yazarak öğrenmeye ve gözlemlemeye gayret ediyorum. 'Burada gerçekten olan ne?' sorusunun cevaplarını görmek için çaba sarf ediyorum. Yazmak için farkındalık, farkındalık için yazmanın olmazsa olmaz olduğuna gönülden inanıyorum. Çünkü biliyorum, hiçbir şey göründüğü gibi değil. İlkokul yıllarından bu zamana kadar en büyük tutkum, öğrendiklerimi anlatmak. Bazen eğitmen kimliğimle, bazen bir dost sohbetiyle, kimi zaman yazdığım hikayelerle. Hikayelerimdeki kahramanlarının derinliklerini oluşturmak için araştırdıkça insana dair yargılarımdan yavaş yavaş sıyrılmaya başladım. Yargılarımdan sıyrıldıkça da gerçeğin peşine daha çok düşer oldum. Bu süreç beni birçok öğretiyle, çalışmayla bir araya getirdi. Her birine sonsuz teşekkür ederim. Bana katkıları büyük. Kısaca, Özlem Çetinkaya hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığına inanan, gerçeğin peşinden giden, zihnindeki tozları temizleme çabasında olan bir meraklı, bir hikaye anlatıcısı. 'Hepimiz birer hikaye anlatıcısıyız, zihnimizin kurgularının içinde yaşıyoruz. Var mısınız bu hikayelerin ardındaki gerçeklere birlikte uyanalım.'