10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun aşamalı olarak yürürlüğe girmesi sürecinde; 2006 yılına kadar uygulanan konsolide bütçe (Genel bütçe+katma bütçe) sisteminden merkezi yönetim bütçesi sistemine geçilmiş ve 1/1/2006 tarihinden itibaren; içinde genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin, özel bütçeli idarelerin ve düzenleyici ve denetleyici kurumların bütçelerinin yer aldığı merkezi yönetim bütçesi oluşturulmuş ve halen uygulanmaya devam edilen bu bütçe yapısı ile geriye dönük on beş yıllık rakamsal yeni bir bütçe serisi ortaya çıkmıştır.

Her yılın bütçe kanununda öngörülen bütçe açığıyla yıl sonunda gerçekleşen bütçe açığı kıyaslandığında ortaya çıkan tablodaki farklılıkların çeşitli nedenleri vardır. Bütçe gibi önemli bir resmi dokümanın içindeki rakamsal tahmin ve hedeflerin oluşturulması ve bütçenin uygulanması sürecinde; siyasi iktidar ile bürokrasinin ve ekonomi yönetiminin performansı, ihtiyatlı veya iddialı yaklaşımlar, küresel ekonomik ve siyasi gelişmeler, kamu kurumlarının kaynak kullanım duyarlılıkları, entegre ekonomi anlayışındaki beceri düzeyi, ekonominin diğer paydaşlarının performansı ve talepleri ile başlangıçta öngörülmemekle birlikte bütçeyi etkileyecek yıl içindeki ekonomik kararlar etkili olmakta ve bu durum bütçe rakamlarına yansımaktadır. Dolayısıyla, yıl sonunda gerçekleşen bütçe açıklarının doğru analiz edilerek ertesi yıllardaki bütçe açıklarının rasyonel bir yaklaşımla bütçede öngörülmesi olumsuz sapmaları azaltacaktır. Bütçe açıklarındaki gerek öngörü gerek gerçekleşme rakamları arasındaki inişli ve çıkışlı trendlerin ve sapmaların minimize edilmesi ve birbirini izleyen yıllar itibariyle bütçe açıklarında olumlu bir istikrarın yakalanması ve bütçe açıklarının azaltılması için; kalıcı bütçe gelirlerine ağırlık verilmesi, bütçenin gider kalemlerinin yeniden değerlendirilmesi, kayıt dışı ekonominin azaltılması, mali disiplinin sağlanması, iç ve dış denetimin sağlıklı ve hızlı işlemesi, mali kanunların yeniden gözden geçirilmesi, vergi ve diğer mali yükümlülüklere ilişkin af ve benzeri uygulamaların azaltılması, tasarruf ve israf konularına azami özen gösterilmesi ve toplumun geniş kesimlerinin destekleyeceği adil bir vergi reformunun yapılması gerekmektedir.


BÜTÇE AÇIKLARI (Milyon TL)

Tabloya bakıldığında; bütçe kanunlarında öngörülen ile gerçekleşen bütçe açıkları arasında olumlu ve olumsuz sapmalar olduğu, bazı yıllar bunun zirve yaptığı ve en olumsuz sapmaların 2009 ve 2019 yıllarında, en olumlu sapmaların ise 2006, 2011 ve 2013 yıllarında gerçekleştiği görülmektedir. Bütçe açığının en doğru tahmin edildiği yıl ise 2016 yılı olmuştur. Öngörülen bütçe açıkları açısından bir önceki yıla göre en büyük artışlar 2010, 2013, 2017 ve 2020 yıllarında yapılmış, gerçekleşen bütçe açıkları açısından ise bir önceki yıla göre en büyük artışlar 2007, 2009, 2012, 2017, 2018 ve 2019 yıllarında yaşanmıştır. Gerçekleşen bütçe açığının en fazla olduğu dönemler 2009-2010 ve 2017-2020 dönemleri olmuştur. Gerçekleşen bütçe açığının bir önceki yıla göre azaldığı yıllar ise 2010, 2011 ve 2013 yılları olarak dikkat çekmiştir. Anılan on beş yıllık dönemde bütçe gelirlerinin bütçe giderlerini karşılama oranı en yüksek 2006 yılında, en düşük ise 2009 yılında gerçekleşmiştir. Bu oran 2016 yılından itibaren kademeli olarak düşmeye başlamıştır (Her yıla ilişkin bütçe performansının nedenleri ayrı bir çalışma konusunu oluşturduğundan bu yazıda sadece rakamsal bilgi sunulmuştur).